ANKARA-(15.07.2017)-İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimine ilişkin, "Devletin kendilerine emanet ettiği helikopterlerle, si̇lahlarla, bizim evlatlarımıza kurşun sıktılar. Emin olunuz Ankara Emniyetine kurşun sıkanlar, PKK'lı teröri̇stlere dahi öyle inatla saldırmadılar. Çünkü atasözümüzdeki gibi, 'İt iti ısırmaz.' PKK'lıların zihniyeti neyse, bunlarınki de aynıdır." dedi.
Ankara Emniyet Müdürlüğündeki "15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü" törenine, şehit aileleri ve gazilerin yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eşi Hamdiye Soylu hanımefendi, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, Ankara Valisi Ercan Topaca ile bazı milletvekilleri katıldı.
"Bir yanımızda hüzün var... Attığımız adımda, içtiğimiz suda, yürüdüğümüz yolda, baktığımız ağaçta, bayramlarımızda, kucaklaşmalarımızda ve çocuklarımızın mezuniyetlerinde hüzün var." ifadelerini kullanan Soylu, "Bir tarafımızda hüzün varken bir tarafımızda da büyük bir kahramanlık var. Bayrağı, anası, atası, toprağı, hürriyeti, namusu, kendine bırakılan için, kutsal emanet, ezan için ve 'Allahuekber' diyerek bu toprakları bize bırakan yiğitler için bir tarafımızda kahramanlık var." dedi.
Türk milletinin iffetine, topraklarının hürriyetine saldıranların Ankara Emniyet Müdürlüğüne de saldırdığını belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kolumuzu, kanadımızı budamak, kırmak istediler. Ama bilemediler ki burada mücadele eden ve bugün hayatta olan kahramanlarımız, gazilerimiz ve o gün canını feda eden şehitlerimiz, geleceğimize ve tarihimize, bu memleketin kimsesiz olmadığını gösterdiler. Bu ülkeye saldıran hainler, birilerinden talimat alıp bu ülkeyi o talimat aldıklarına peşkeş çekmek isteyen kimileri zillet içindedir. Kimileri de Allah'a şükürler olsun ki bu toprakları bir daha göremeyecek kadar düşüklük içerisindedir. Bu toprakların sahibi biziz, bu millettir. 'Biz Müslümanız, biz Türk’üz' diye bağıranlar... Biz toprakları şehitlerimizin kanlarıyla aldık ve ölene kadar da kimseye bırakmayacağız."
Konuşması sırasında gözyaşlarına hakim olamayan Soylu, "Kimse gözyaşlarımızı yanlış anlamasın. Bunlar acziyetin değil kahramanlığın gözyaşlarıdır. Bu gözyaşları, bu toprakları bize özgür ve hür yaşatmak için, biz yatağımızda uyurken bizi 'Allahuekber, Allahuekber' diye sabah namazına çağıran ve hürriyetimizin bir timsali olarak çağıran ve onu bugün bizle buluşturan şehitlerimiz içindir." dedi.
- "O meczubun uşaklarına zillet ve lanet nasi̇p oldu"
Türk milletinin çilekeş bi̇r millet olduğuna işaret eden Soylu, şunları kaydetti:
"Bu millet, sevdası, bereketi̇, medeni̇yeti̇, anlayışı, sorumlulukları ve yükü büyük, çok kıymetli topraklarda yaşayan bi̇r millettir. Bu azi̇z millet, mücadeleni̇n, kavganın her türlüsünü görmüş ve hepsinin de üstesinden gelmiş bi̇r millettir. Çok ihanetler gördük, çok hainlikler gördük ama 15 Temmuz kadar sinsi olanı, onun kadar yakınımıza sokulanı belki de daha önce hi̇ç görmedik. Ama elhamdülillah sonuç değişmedi. 40 yıl hazırlık yaptılar, hi̇ç beklemediğimiz anda saldırdılar. Cenabıallah'ın izniyle milletimiz yi̇ne gali̇p geldi. Bi̇zi̇m evlatlarımıza şehadet, o meczubun uşaklarına da zillet ve lanet nasi̇p oldu."
Türk milletini güçlendiği, geliştiği ve ayağa kalktığı için 15 Temmuz darbe girişimine maruz kaldığını dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu azi̇z millet güçlendiği, geliştiği, dünyada mazlumun sesi̇ haline geldiği ve birilerinin karakolu olmayı reddettiği i̇çi̇n bu i̇şlerle bi̇zi̇ karşı karşıya bıraktılar. Bi̇zi̇m evlatlarımız, sadece bu devlet i̇çi̇n şehit olmamışlardır, aynı zamanda dünya mazlumlarının son kalesini savunmak i̇çi̇n şehit olmuşlardır. 15 Temmuz darbe girişiminin ana hedeflerinden bi̇ri̇ de i̇şte şu anda bulunduğumuz Ankara Emniyet Müdürlüğü bi̇nasıdır. Devleti̇n kendilerine emanet ettiği helikopterlerle, si̇lahlarla, bi̇zi̇m evlatlarımıza kurşun sıktılar. Emi̇n olunuz Ankara Emniyetine kurşun sıkanlar, PKK'lı teröri̇stlere dahi öyle i̇natla saldırmadılar. Çünkü atasözümüzdeki gi̇bi̇, 'İt i̇ti̇ ısırmaz'.' PKK'lıların zihniyeti neyse, bunların ki̇ de aynıdır.
İçi̇şleri̇ Bakanlığı olarak, bu törende ve diğer törenlerde bakanlık kurumsal ki̇mliğimizin yanı sıra bi̇r şehit ailesi ki̇mli̇ği̇yle gazi ailesi kimliğiyle de bulunuyoruz. İçi̇şleri̇ Bakanlığı, her türlü terörle mücadelesi bakımından bütün unsurlarıyla beraber bi̇r şehit ailesi halindedir. Allah, hem bu mekanda hem de bu ülkeni̇n her noktasında şehadete erişmiş bütün kardeşleri̇me rahmetiyle, mağfiretiyle muamele eylesin."
Bakan Soylu, konuşmasının ardından Ankara Emniyet Müdürlüğünde şehitlerin fotoğraflarına karanfil bıraktı.
-"Akıllarını bir meczuba vermiş caniler"
Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ise 15 Temmuz'da siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin darbe karşıtı tavırları, medya kuruluşlarının darbeyi lanetleyen yayınları ve milletin birlik, beraberlik içerisinde meydanlara çıkarak mücadele etmesi sayesinde, "akıllarını bir meczuba kiraya vermiş canilerin" planlarının bozulduğunu belirtti.
Milletimin imanı karşısında tankın, tüfeğin, uçağın ve helikopterlerin çaresiz kaldığını, ikinci bir Kurtuluş Savaşı mücadelesi verildiğini vurgulayan Altınok, şöyle devam etti:
"Milletimiz, meydanlarda elinde şanlı bayrağımızla vücutlarını siper ederek dünyaya demokrasi dersi verdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' sözünün değerini bir kez daha kanıtladı. Türk polis teşkilatı da bu vahim hadiseden sonra hızla ve etkin bir şekilde, devletimizin içine sinmiş bu şer kurumlarını bulup hak ettikleri cezaların verileceği yüce Türk adaletine teslim etmiştir. Bundan sonra da bu ve benzer odakların devletimize sızmaya çalışması ve milletimize bu tür üzüntülerin yaşatılmasına asla izin verilmeyecektir. Türk polisi, yalnızca milletin hizmetinde seçilmiş meşru iradenin emrinde ve demokratik hukuk düzeni çerçevesinde bütün birimleriyle suç ve suçluyla mücadelesine kararlılıkla devam edecektir" dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 44'ü Özel Harekat, 7'si Havacılık Dairesi başkanlıklarında olmak üzere 51 kişinin şehit olduğu Gölbaşı'ndaki yerleşkesinde anma etkinliklerine şehit aileleri ve gazilerin yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eşi Hamdiye Soylu hanımefendi, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ile Daire Başkanları katıldı.
Soylu ve beraberindekiler, ilk olarak 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ'cüler tarafından bombalanan ve 7 havacı teknisyen Polis Memurunun şehit olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi Başkanlığına geldi.
Burada şehit aileleriyle tek tek tokalaşan Soylu, ailelerle şehitlerin fotoğraflarının önüne karanfil bıraktı.
Daha sonra FETÖ'cülerin bombaladığı Özel Harekât Daire Başkanlığına yürüyerek geçen Soylu'yu girişte küçük bir kız çocuğu asker selamı vererek karşıladı.
Soylu ve beraberindeki heyet, burada da özel harekat polisleriyle tokalaştıktan sonra anma etkinliğine katılan ailelerle birlikte, 38'i Özel Harekat Polisi, 3'ü geçici görevli Emniyet Personeli, 1'i Polis Akademisinde görevli özel harekat polisi, 1'i istifa eden ancak desteğe gelen Özel Harekat Polisi ve Şehitler Camisi imamı olmak üzere 44 şehidin fotoğraflarının önüne karanfil koydu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu burada yaptığı konuşmada, "Buradan tarihimize söz veriyoruz, Allah'ımıza söz veriyoruz, buradan şehit kanlarıyla sulanmış toprak parçamıza söz veriyoruz, bu toprakları bize emanet eden şehitlerimize söz veriyoruz. 15 Temmuz'da bu hain girişimi gerçekleştirenin bir tanesini dahi kalıncaya kadar bu hesabı bu toprakta sormazsak, hainiz, alçağız ve namussuzuz." dedi.
Darbe girişimi gecesi Özel Harekat Daire Başkanlığına yardım için gelen ve o dönem Şehitler Camisi müezzini, şimdi ise aynı caminin imamı olan Hasan Hüseyin Alkır, Kur'an-ı Kerim'in ardından yatsı ezanı okudu.
İçişleri Bakanı Soylu, etkinlikte bazı şehit yakınları ve gazilerle aynı masada yemek yedi.
Soylu, daha sonra yaptığı konuşmada, o karanlık gecenin hiç aydınlanmayacağını zannedenler olduğunu belirterek, bu topraklar, bu millet ve devlet üzerine on yıllardır çizilen planları karanlık gecede yerine getireceklerini, milleti özgürlüğünden, hürriyetinden, geleceğinden ve kardeşliğinden yoksun bırakacaklarını düşünenler bulunduğunu ifade etti.
Onların, hiç sabah olmayacağını da hesap ettiklerini anlatan Bakan Soylu, "Bir tarafımızda hüzün var. O hüzün, bir tarafımızdan hiç ama hiç gitmiyor. Adım atarken, o hüzün hep yanımızda. Nefes alırken, nefes verirken o hüzün hep yanımızda. Bayramda birbirimizle bayramlaşırken o hüzün hep yanımızda." diye konuştu.
Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir tarafımızda hüzün var. Ağaca bakarken hüzün var, çocuklarımızın o güzel gözlerindeki ışıltıya bakarken bir tarafımızda hep hüzün var. Yolda adım atarken, çocuklarımızın sevincini yaşarken bir tarafımızda hep hüzün var. Onlar o hüznü hep bir tarafımızda bırakmak istediler ama bir tarafımızda da kahramanlık var. Milleti için, vatanı için, namusu için, iffeti için o şehadet kanlarıyla sulanmış, rengini almış ay yıldızlı bayrağımız için, biraz önce bizim hürriyetimizin, inancımızın, Allah'a olan sadakatimizin ve bağlılığımızın bir tek ama bir tek emaresi olan ezan-ı Muhammedimizin bu topraklardan gitmemesi için, o sesin bizden uzaklaşmaması için, fedayı can için, 'ben ülkem için şehit oldum' diyecek, 'ben milletim için şehit oldum' diyecek, 'ben bu toprakları işgal edeceklere, bu sinsi planları yapacaklara bu fırsatı vermem' diyecek, 'ben gazi oldum' diyecek, 'ben sokağa çıkarım, şehadet için yürürüm' diyecek bu büyük milleti hiç hesap etmediler, bu aziz milleti."
Soylu, bu girişimde bulunanların, her gün 5 vakit okunan ezanı sadece namaz çağrısı zannettiklerini, oysa o ezanların gönüllere adalet, hakkaniyet, kardeşlik, hukuk, insanlık için okunduğunu hiç hesap etmediklerini bildirdi.
- "Bu millete diz çöktüreceklerini zannettiler"
Bakan Soylu, "İfade etmeliyim ki onlar bu ülkeyi teslim alacaklarını, bu toprakları işgal edeceklerini ve bu milleti köleleştirip, paryalaştıracaklarını düşündüler. Efendilerinin acımasızca talimatlarıyla bu millete diz çöktüreceklerini zannettiler." dedi.
Kabe'yi inşa eden Hz. İbrahim'in, Allah'a sığınarak "lebbeyk" diye bağırdığını, onun bu çağrısının da hakka, kardeşliğe, insana çağrı olduğunu ve bundan bir şey öğrendiklerini anlatan Bakan Soylu, "Eğer hakka çağırırsanız, insanlığa çağırırsanız, adalete çağırırsanız, Allah'ın yarattığına, onun yarattığı gibi bakarak çağırırsanız sonucunu alırsınız." değerlendirmesinde bulundu.
Bu aziz milletin bayrağının ne alelade bir bez, ne de vatanının kuru bir toprak olduğunu vurgulayan Soylu, şunları söyledi:
"Bazen kanla, bazen gözyaşıyla suladık ama hiçbir zaman hiçbir santimetrekaresini kurutmadık. Bir millet, bir vatan, bayrak sahibi olmanın elbetteki bir bedeli vardır. Biz bu üçünün de en şereflisine, en güzeline, en kıymetlisine sahip olduğumuz için en büyük bedelleri ödedik, ödemeye de devam ediyoruz."
İçişleri Bakanı Soylu, bütün dünyayı yönetmeyi, hakimi olmayı ve zenginliğini kazanmayı bir saplantı haline getirmiş hastalıklı zihniyetin, bunun için en küçük terör örgütlerini bile el altından desteklediğini kaydetti.
15 Temmuz'u iyi hatırladıklarını ve unutturmayacaklarını belirten Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Geçen sene burada vatanını kurtarmak için, bayrağını gönderlerde nazlı nazlı dalgalandırmak için, namusunu kurtarmak için, Özel Harekata gelen evlatlarınız, bu milletin evlatları onları unutmayacağız. Hiç kimse zannetmesin ki onları unutacağız. Onları unutmak demek hafızamızdan unutmak demek değildir. Onları unutmak demek isimlerini hatırlamamak demek değildir. Buradan tarihimize söz veriyoruz, Allahımıza söz veriyoruz. Buradan şehit kanlarıyla sulanmış toprak parçamıza söz veriyoruz, bu toprakları bize emanet eden şehitlerimize söz veriyoruz. 15 Temmuz'da bu hain girişimi gerçekleştirenin bir tanesi dahi kalıncaya kadar bu hesabı bu toprakta sormazsak hainiz, alçağız ve namussuzuz."
- "Şehitler, sınavı yeni başlattı"
Şehitlerin şimdi burada olduğunu ifade eden Soylu, onlardan cennette el uzatmalarını, şefaatlerini ve dünyada el uzatmalarını beklediklerini vurguladı.
Konuşması sırasında zaman zaman duygulanan Bakan Soylu, büyük bir sınavdan geçildiğine işaret ederek, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"O akşam özel harekât polislerimiz sadece burada değil, Ankara'nın birçok yerinde, Türkiye'nin birçok noktasında aynen kendilerine öğretildiği gibi vatan sevgisini en yüksek noktada gösterdiler. Hesap etmediler, yazmadılar, çizmediler. Hepsi atıldılar şehadetin kucağına. Bilmenizi isterim ki biz bir aileyiz, büyük bir aileyiz. Her birinde bir şehit olan büyük bir aileyiz. Bu ailenin sorumluluğu içerisindeyiz. Bu ailenin reisi belli, lideri belli bu ailenin. Milletine inanan, milletinden başka yer yüzünde güç tanımayan, ona itibar eden, onunla beraber yürüyen bir ailenin lideri. Korkmadı, başka hesap içinde bulunmadı."
Darbe girişiminde selaların halkı bir araya getirdiğini bildiren Soylu, dünyanın en büyük güçlerinin bile o gecenin sabahının aydınlık olacağını hesap edemediklerini ifade etti.
Bakan Soylu, şehit ailelerinin sabrına minnettar olduklarını belirterek, "Yepyeni bir yolculuk başlattık. Şehitlerimizin, gazilerimizin gücünü alarak bu yolculuğu başlattık ve hep birlikte başlattık." dedi.
Soylu, Özel Harekat ve Havacılık Daire başkanlıklarında şehit düşen 51 kişinin ismini okurken, bahçede bulunan polisler de "Burada" diye seslendi.
- "Bu darbeyi tezgahlayanlar nerede?"
Soylu, 250 şehidin burada olduğunu belirterek, "Bu darbeyi tezgahlayanlar neredeler? O meczup, zelil, hain, alçak ve bugün bütün milletimizin bedduasına ve lanetine muhatap olan nerede? Bunu buradan hep beraber soruyoruz. Allah şahittir, bu dünyada da hesap sorulacaktır, öteki dünyada da hesap sorulacaktır. Şehit ailelerimiz merak etmeyin. Gençlerimizle, bu milletimizle, gelecek neslimizle bunu sormaya muktedirdir, anlayıştadır ve kabiliyettedir." diye konuştu.
Allah'ın kendilerini şehitlere, geçmişlerine, medeniyetlerine, inançlarına ve değerlerine mahcup etmemesini temenni eden Soylu, "Allah milletimizden razı olsun. Allah bir daha bu millete 15 Temmuz gibi bir gece yaşatmasın." ifadesini kullandı.
- Gazi imam dua etti
15 Temmuz'da özel harekata yardım için gelen ve o zaman Şehitler Camisi müezzini, şimdi ise imamı olan Hasan Hüseyin Alkır da o gece insanların vatan savunması için sokaklara aktığını belirtti.
Görevlerinin başında şehadete erenlerin bulunduğunu anlatan Alkır, "Şehitlerimizin, gazilerimizin, milletimizin, bizlere bu hainliği yapanlardan, dünyada, ahirette alacağı var." dedi.
15 Temmuz'la ilgili yazdığı şiiri okuyan Alkır, şehitler için el açıp katılanlarla birlikte dua etti.
Özel Harekât’ta görevli gazi Polis Memuru Gökhan Özken de bu ihanet ve işgal girişiminin, milletin şahlanışı, darbeye karşı darbe yapması ve kahramanca direnişiyle başarısız olduğunu ifade etti.
O gece yapılan saldırıda kendisinin de yaralandığını, arkadaşlarının ise şehadetine şahit olduğunu anlatan Özken, 7'den 70'e herkesin, F16'lara ve tanklara karşı siper olduğunu, tanklara sokakları, uçaklara ise gökyüzünü dar ettiğini kaydetti.
Özken, "Vatanımıza göz diken dış mihraklar şunu bilmelidir ki her hainlik, Türk milletinin şahlanışıyla karşılaşacaktır." dedi.
Özel Harekât’ta görevli Şehit Komiser Yardımcısı Zeynep Sağır'ın eşi Oktay Sağır da bu acıyı kiminin eşi, kiminin anası babası, kiminin kardeşi, kiminin de çocuğuyla yaşadığını belirtti.
Eşinin o gece telefon gelir gelmez anında harekete geçtiğini aktaran Sağır, "Uhud, Bedir, Çanakkale, Kurtuluş Savaşları ve çok kısa süre önce şehit edilen arkadaşları inşallah onları muhabbetle, sevinçle karşılamışlardır." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Bakan Soylu ve şehit yakınları, Özel Harekat Daire Başkanlığı yanındaki, yerleşkedeki Şehitler Camisi'nde okutulan mevlide katıldı.
Etkinlikte, 115 Temmuz darbe girişiminde Özel Harekât Daire Başkanlığının bombalandığı anlar 3 boyutlu sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi.
Özel Harekât Daire Başkanlığının önüne ellerinde meşaleler ve Türk bayraklarıyla gelen vatandaşlar da "15 Temmuz, diriliş, 15 Temmuz, destan" sloganları attı, konvoy oluşturdu.
Gece, 00.13'te Şehitler Camisi'nden de sela okundu.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
BASIN MERKEZİ