NO:2017/23
ANKARA- (12.02.2017) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eşi Hamdiye Soylu hanımefendi, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ile Adıyaman’da çeşitli temas ve ziyaretlerde bulundular.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "huzurun başkenti" diye nitelendirdiği Adıyaman'da bereketli bir mekanda halka buluştukları için yaşadığı mutluluğu dile getirdi.
Türkiye’deki herkesin içinde bulunduğu coğrafyada birlik içinde yaşadığı için şükretmesi gerektiğini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bunları başarmak için herkesin özüne dönmesi, "öteki" diye nitelendirilen kesimlere de dokunması gerektiğine işaret etti.
Böylelikle birlikte olmanın büyük zenginliği ve medeniyet zenginliğinin kavranabileceğinin altını çizen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Sizler gözlerinden herşeyi anlatan, ifadelerinizle kitaplar yazabilecek bir milletin mensuplarısınız. Çok badirelerden geçtik ama Allah’a şükürler olsun ki, dimdik ayaktayız. Dünyada bir çok istenmeyen olay, etrafımızda ateş çemberi olmasına rağmen ayaktayız. Avrupa’nın nereye gideceği belli olmamasına rağmen istikametimize devam ediyoruz. Hiç bir zaman istikametimizden vazgeçmedik." diye konuştu.
"İstikametinden vazgeçmeyenler sadece siyasi irade değil, milletin ta kendisidir." ifadesini kullanan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçimlerde kullandığı oyla, gerçekleştirdiği tavırla, bir taraftan başına hangi çorap örülmeye çalışırsa çalışsın, medeniyetten gelen tavır ve birbirini kucaklaması, dinine, milletine, kardeşliğine, gelenek ve göreneğine bağlılığıyla, bu milletin birliğine bağlılığıyla istikametimizden hiç vazgeçmedik. Bu ülke tesadüfler üzerine giden bir ülke değildir. Bu ülke, ortak hedefin ülkesidir. İstiklal mücadelesi de Birinci Boğaz Köprüsü'nün inşaatı da barajların, şehir hastanelerin yapılaması da bu hedefin birer ürünüdür. Marmaray’ı yapmak da ortak fikrin ürünüdür. Bu memleketi bir tesadüfler zinciriyle yönetildiğini zennedenler, yanılırlar. Siyaset yapanlar da biliniz ki milletimizin ve memleketimizin değerlerine sahiplerse, millet tarafından tutulur, sevilir ve unutulmazlar. 300-500 yıl geçmesine rağmen halen namazlarımızda millet ve şükranla yad ettiğimiz insanlar da böyledir. Her kim olursa millet muteber şekilde hizmet ediyorsanız biliniz ki nesillerden nesile giden bir hizmeti akıllara kazırsınız. Çünkü bu ülke vefa sahibidir."
Türkiye'de kör kavga, çatışma, karşılıklı tartışma içerisinde olduğumuz gibi izlenim oluşturulmaya çalışıldığına ancak bunların doğru olmadığına dikkati çeken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye'nin bir istikameti var ve elbetteki bu istikametin muhalefeti olacak. Elbetteki böyle olmaz, böyle yapın diyenler olacak, bunları elbetteki demokrasi adına, çoğulculuk adına doğru kabul ediyoruz. Ama ülkemizin yarınlarına tutucu tutum ortaya koymak, iftira atmak, doğruyu yanlış şekilde anlatmak ve provokasyonlara alet etmek bunun dışındadır." dedi.
Türkiye'deki zenginlerin kavga ortamına dönüştürülmeye çalışıldığına dair çeşitli çabaların tarihte görüldüğünü aktaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bunlara izin verilmeyeceğini, Türkiye'ye çelme takmak isteyenlere müsaade edilmeyeceğini dile getirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu ülkenin ayağa kalkmasını, zenginleşmesini istemiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne isterlerse istesenler, hangi engeli koyarlarsa koysunlar, ayağımıza hangi çelmeyi takarlarsa taksınlar kendi arabamızı da üreteceğiz, kendi uçağımızı da yapacağız, 25 bin dolar gelir hedefine de çatlasalar da patlasalar da ulaşacağız. Umudumuz, geleceğimiz açık." değerlendirmesinde bulundu.
Anayasa referandum sürecine değinen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle konuştu:
"İçinde bulunduğumuz mevcut sistemin sıkıntılarını hep beraber yaşadık ama artık Türkiye yeni sistem sürecine giriyor. Bu sistemin adı cumhurbaşkanlığı sistemidir, doğru ama bu sistemin dayandığı yer millettir. Bu sistem, anahtarın millette olduğu bir sistemdir. Hep şu ortaya konulmadı mı? Siyaset çok kavga ediyor, siyaset kendi içinde çok kavga üretiliyor. Bunu bu sistemi kurgulayanlar sağladı. Böyle istediler. Çünkü istediler ki siyaset çözüm öneri üretmesin, çocuklarımız siyasetçi olmasın istediler, kendi içerisinde kavga üretsin, oyalansın. Şimdi ne olacak? 50’nin üzerini alan iktidar olacak. AK Parti siyasi hayatına yüzde 36 ile başladı. O günden bu yana yüzde 14-15 fazla oy verenler olduğu için AK Parti ayakta. 'AK Parti, küçük olsun bizim olsun, kendi küçük iktidarımı yöneteyim' deseydi, yüzde 36’nın üzerine mi çıkardı? Tabii ki aşağı inerdi. Ben dahil olmak üzere bir çok kişiyi sistemin içine kattı. AK Parti içerisinde olmayan bir çok kişi sistemin içerisine alarak toplumun tüm kesimlerine mesaj verdi. Gerginliği azaltmak için en azından kendi içerisinde azaltmak için çabalayan bir irade ortaya koydu. Ama bunu sisteme taşımadığınız sürece bir anlamı olmazdı.
Milletvekili yaşının düşürüleceğini hatırlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "18-19 yaşında insan milletvekili olabilir mi diyorlar. Bizim bu coğrafyadaki en büyük zenginliğimiz ne? Tabii ki gençliğimiz. Türkiye'de genç nüfusu sistemin içerisine koymamız lazım. Çünkü yenilikleri ve gençliğin dinamizmini sistemimizde hissetmemiz lazım. Hem siyasetin hem iş dünyası ve ticaretin sistemin içerisinde olması, en önemli avantajımız olacak." açıklamasını yaptı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yıllarca ülke genelinde yapılan ötekileşme nedeniyle gücün boşa harcandığını söyledi. Bu ötekileşmenin geriye itilmesiyle ülkenin büyüme hızının artırıldığını anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 16 Nisan'da Türkiye için adeta yeni bir dönem başlayacağını aktardı.
16 Nisan'dan sonra başlayacak yeni dönemle yargının tarafsızlığı, güçler ayrılığı gibi anlayışların geliştirilebileceğini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle konuştu:
"Kanun Hükmündeki Kararnamelere bazen ihtiyaç duyabiliyoruz. Bugün biz terörle mücadele ediyoruz. Anında çıkarmamız gereken yasalara ihtiyaç duyabiliyoruz. Meclis'e getirilecek, yine tartışılacak ama bunu sağlayabilecek bir mekanizmamız bugün yok. Bu mekanizmayı Meclis'e götüreceksiniz. 20 bin korucunun gençleşmesi lazım. Ortalama yaş 42, 50 ila 55 yaş arasında yaklaşık 12 bin korucu var. Çok doğal olarak diyorlar ki biz sahada artık çok verimli olamıyoruz, bilgi tecrübemizle verimli olabiliriz. Şimdi yaklaşık 21 bin korucumuz emekli oluyor. Yerine yeni 21 bin korucu, yine kendi ailelerinden olmak suretiyle 42 olan ortalamayı 31'e düşüreceğiz. Böylelikle daha etkin mücadele edebileceğiz."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, güvenlik güçlerinin bu ülkeyi istila etmek isteyenlere karşı "Hayır edemezsiniz" diyerek kahramanca mücadele verdiğini bildirdi.
Türkiye'de ay yıldızlı bayrağın indirilemeyeceğini ve toprak bütünlüğünün parçalanamayacağını vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları söyledi:
"Bu ülkede ezanın semalarda inlemesini engelleyemezsiniz diyen bir anlayış var. 15 Temmuz'da o yüzden başarılı olduk. 15 Temmuz'daki mücadele her birimizin benliğinden çıkan bir mücadeledir. Hiçbirimizin kuvveti o kadar yoktu. Kimse kendi hevesine, gücüne güvenmesin. 15 Temmuz'da mağdur ve mazlumlara elini uzatan millete Cenab-ı Allah'ın inayetidir, milletin kalbine soktuğu cesarettir. Biz doğru yoldan ayrılmayıp, hedefimize yürüyeceğiz. Birçok iftira, badire ve provokasyon görebilirsiniz. Bu dönemde sahte kahramanlar, FETÖ artıklarını görebilirsiniz. Bu millete 15 Temmuz'da diz çökertemeyenler, güya hürriyet kahramanı ve milli irade kahramanlarıymış. Biz kimin ne mal olduğunu, kimin hangi sınavda nasıl sindiğini, pustuğunu, kimin demokrasiyle ilgili ne yaptığını veya yapmadığını çok iyi biliyoruz. Sadece ağzımızı açtırmasınlar. Çok net söylüyorum, bu millet çok sahte kahraman gördü, çok yalancı kahraman gördü. Bir de millet sevdalılarını, cenazelerin nasıl kalktığını hep beraber gördük. Akif'in cenazesinin nasıl kalktığını gören yok, sahipsiz gelmişti Fatih Camisi'nin avlusuna. 10 binlerce insan Akif'i tutabilmek, cenazesine dokunabilmek için neredeyse birbirlerini parçaladı. Bu millet ariftir, asil bir millettir. Bizim birbirimize olan tutkunluğumuz devam ettiği sürece hiçbir şekilde onların istedikleri yerine gelmez."
Adıyaman ve Mardin'e turist gelebilmesi, Diyarbakır'da gençlerin rahatça dolaşabilmesi ve İzmir'de insanların rahatça geleceklerini tasarlayabilmesi için terörün bitirilmesi gerektiğine işaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bunun için tüm illeri gezip gece yarılarına kadar çalıştıklarını aktardı.
Terörle ve teröristle sonuna kadar mücadele edileceğini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bundan kimsenin endişe etmemesini istedi.
Yakın zamanda gerçekleştirdiği bir toplantıda kaçak sigarayla ilgili açıklamaları olduğunu hatırlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Benim derdim tütünle değil, terörle. Tütünün sizler için ne ifade ettiğini bilen bir kardeşinizim." dedi.
Temaslarda bulunmak üzere Adıyaman'a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adıyaman Valiliğinde güvenlik toplantısı gerçekleştirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, inşaatı hayırsever iş adamı tarafından yaptırılan Şehit Ahmet Yıldırım Polis Merkezi Amirliğinin açılışında yaptığı konuşmada, devletin vatan, bütünlük ve birlik için gerekli olduğunu belirterek devlet vatandaşına ne kadar hizmet ederse vatandaşın da o kadar devletine bağlı olacağını anlattı.
Bugün sadece bir binanın önünde olunulmadığını, aynı zamanda vefanın, devlet ile millet arasındaki bağın önünde toplandıklarını aktaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti:
"Bu topraklarda özgürlüğün, istiklalin ne olduğunu bilen, aziz bir milletin yaptıklarının önündeyiz. Ülkesinin istiklali için şehadeti göz önüne alan ve canını feda eden evlatlarımızın önündeyiz. Biz burada bu kadar değiliz, daha fazlayız. Fethi Sekinlerden Ömer Halis Demirlere kadar bu toprak uğruna her türlü mücadelemizde Çanakkale’den, Balkan Harbi'nden, Kıbrıs’ta şehit verdiklerimize kadar ay yıldızlı bayrağımızın nazlı nazlı dalgalanması için herşeyinden vazgeçen evlatlarımıza kadar hepimiz buradayız."
Binanın yapılmasında emeği geçenlere teşekkür eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları söyledi:
"Biz kolay millet olmadık. Çok badirelerden geçtik. Bu milletin bu hali ve bu anlayışı bugünlere kolay gelmedi. Bizi sarsmaya çalıştılar, Allah'a çok şükür sarsılmadık. Bizi geri adım attırmaya çalıştılar ama başaramadılar. Yolculuğumuza devam ediyoruz ve aynı şekilde devam edeceğiz. Binayı yaptıran Abuzer Bey gibi yardımsever, geçmişine sahip çıkan, hesabı öteki dünya üzerinden kuranlar oldukça, bizi yıkamazlar. DEAŞ, üstesinden geliriz. PKK, Allah'ın izniyle üstesinden geliriz. Ülkemize fitneyi sokmak isteyip başaramayan, sonrasında da alçakça ülkemizi istila girişimine kalkan FETÖ, üstesinden geliriz. Bilin ki bu sadece bizim değil aynı zamanda bu toprakların medeniyetlerin bize yüklediği sorumluluktur. Bilmenizi istiyorum ki ecdadımızın bu toprakları kanlarıyla sulayıp bizlere özgürlüğümüzü veren anlayışın eseri olarak buradayız."
Türkiye'nin dünden daha iyi noktada olduğunu bildiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, herkesin yarın bugünden çok daha iyi noktada olacağına inanılmasını istedi.
Güvenlik güçlerinin kararlılık ve cesaretle kahramanlık destanı yazdığını ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gönlünüz rahat olsun. Terörle mücadelemiz, terörü tasfiye noktasına gelmiştir. Biz terörü tasfiye edeceğiz. Sadece orada kalmayacağız. Kıymetli Cumhurbaşkanımızın talimatı, Başbakanımızın ortaya koymuş olduğu iradeyle birlikte Doğu ve Güneydoğu bir taraftan istihdam, turizm ve kardeşliğin tesis edildiği bir alan olacak. Göreceksiniz ki bunu en kısa zamanda gerçekleştireceğiz. Yaklaşık 3-4 aydır Doğu ve Güneydoğu'da vatandaşlarımızla birlikte oluyoruz. Bunun bir bölümü arkadaşlarımızla terörle nasıl mücadele edeceğiz kararlılığı içinde yapılan değerlendirmelerdir. Bir bölümü de vatandaşlarımızla geçirdiğimiz zamandır."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terörle mücadeleyle ilgili son gelişmelere değinerek şunları kaydetti:
"Kış döneminde 'Giremezsiniz' dedikleri terör örgütü PKK'nın sözde tüm üs ve barınma bölgelerine tek tek girilmiştir. Kış döneminde 125 sözde üs ve barınma merkezine 129 operasyon gerçekleştirilmiştir. Son 5 ayda 22 ilde 661 sığınak ve barınak imha edilmiştir. Son dönemlerde PKK ve KCK'nın şehir yapılanmalarına karşı ciddi operasyonlar gerçekleştirilmiştir. Son 5 ayda 8 bin 477 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 2 bin 603 kişisi tutuklanmıştır. Bu örgütlere lojistik ve finans kaynağı desteği verdiği tespit edilmiş 79 belediyeye görevlendirme yapılmış, son 5 ayda 49 üst düzey terörist yakalanmış, 689 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Yine son 5 ayda 126 eylem engellenmiştir. Bunların içerisinde, patlayıcı, canlı bomba, bombalı araç eylemleri de mevcuttur. Aslında listemiz çok daha uzun. Bu gücün daha da artması için Bakanlığımız tarafından 11 bin polis, 28 bin 550 jandarma, 635 sahil güvenlik, 21 bin 716 güvenlik korucusu alımı devam etmektedir."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adıyaman’da inşaatı hayırsever iş adamı tarafından yaptırılan Şehit Ahmet Yıldırım Polis Merkezi Amirliği'nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin günübirlik siyasi oyunlarla, patlatılan bombalarla yolundan döndürülen, istikrarsızlaştırılabilen, ekonomisiyle oyuncak gibi eski Türkiye olmadığına dikkati çekti.
Türkiye'nin tüm örgütlerle eş zamanlı mücadele edebilen, aynı zamanda demokrasisinden, hukukun üstünlüğünden, yatırımlarından ve gelecek vazgeçmeyen bir ülke olduğunu anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye, bugün kendine yeni hedefler belirlemiştir. 16 Nisan tarihi, bu hedeflere ulaşmanın startının verildiği gün olacaktır. İnşallah halkımızın teveccühüyle Türkiye, barış, zenginlik ve istikrardan oluşan yepyeni geleceğe 'evet' diyecektir." ifadelerini kullandı.
Tüm dünyanın Türkiye ile ilgili bazı gerçekleri iyi bilmesi gerektiğini aktaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle konuştu:
"Türkiye sadece bölgenin değil, dünyanın da emniyet açısından en önemli ülkelerinden birisidir. Dolayısıyla Türkiye'nin terör ve göç tecrübelerinden istifade etmek, onun terörle mücadelesine köstek değil destek olmak öyle zannediyorum ki tüm dünyanın menfaatinedir. Türkiye, bu coğrafyadaki varlık mücadelesini tek başına da çok rahat şekilde verebilecek güçtedir ve vermeye devam etmektedir. Ancak insanlığa yakışan bu mücadeleye katılmak ve terörün her türlüsüne karşı çıkmaktır. Kimse hiç merak etmesin, dünya bu kötü günleri atlatacak ve Ortadoğu özlediği barışa kavuşacaktır. Bu süreçte de Türkiye bu barışın en önemli mimarlarından olacaktır."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin bu seviyeye kolay gelmediğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Darbeler, ekonomik krizler geçirdi. Terörle Türkiye'yi bertaraf edip üçüncü dünya ülkesi haline getirmeye çalıştılar. Birbirimize sıkı tutunup, bir ve beraber olduk. Yarına hep birlikte güçlü adımlar attık. Şimdi kararımız nettir ve bunu tüm dünyaya, etrafımızdaki tüm coğrafyaya haykırıyoruz. Suriye'nin, Mısır'ın, Libya'nın, Tunus'un, bir taraftan Irak'ın durumunu görüyoruz. Avrupa'nın halini hepimiz görüyoruz. Bir tarafta da yükselen bir Türkiye var. Tam 300 yılı aşkın bir dönemdir bu ülkeyi gerileme döneminde bırakmaya çalışanlar, hep ayağa kalkmak istediğimizde müdahale ettiler. Şimdi o büyük fırsatı hep beraber elde ettik ve bu fırsatı yarına taşıma konusunda iradeyi gerçekleştiriyoruz. 15 Temmuz bunun önemli bir şekilde dünyaya gösterilmesidir. Bize demokrasi anlatmaya çalışanlara karşı, hürriyet ve özgürlük anlatmaya çalışanlara ve tepeden bize bakmaya çalışanlara karşı bir milletin çıplak elleriyle kendi kaderini belirlemeye çalışanalara yukarıdan F-16'larla bomba yağdırsalar da tanklarla milleti ezmeye çalışsalar da nasıl ayağa kalktığımızı gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz."
Türkiye'nin birinci sıçramasını gerçekleştirdiğini ve 21. yüzyıla iyi başladığının altını çizen Süleyman Soylu, "Gezi bizi yolumuzdan döndüremedi. 17-25 girişimi olmadı. 15 Temmuz bizi yolumuzdan döndüremedi. Özgür, hür, zengin bir Türkiye'yi bu halkımız kurdu. Bize yalnızca 780 bin kilometrenin, 80 milyon aziz milletimizin ihtiyacı yok. Bugün dünyanın mazlum ve mağdur milletleri, merhamet ve şefkat medeniyetinin temsilcisi olan bu ülkeden güç, kudret bekliyor. Aynı zamanda da bizden dünyaya söyleyecek sözümüzü ve gücümüzü bekliyor. Biz o yüzden güçlü ve kuvvetli olacağız. Bu ülkeyi karıştırmak isteyenlere karşı cesur olmalıyız. Çünkü bizim cesur bir liderimiz var." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin büyük sınavlardan geçip mahçup olmadığını dile getiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendilerinin de ülkeyi ve bayrağı kendilerinden sonra gelenlere aynı şerefle teslim edeceklerini sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, polis merkez amirliğinin açılışını yaptı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Evlerinden iş yerlerine uçarak gitmeyi hayal ettiklerini dile getiren Soylu, "Böyle hayal ediyorduk ancak bize terör ve şiddet gündemli bir hayat sunuyorlar. Hırsları bu dünyaya sığmayan karanlık bir zihniyetle mücadele ediyoruz." dedi.
Türkiye'de PKK'yı besleyip büyüten zihniyet hangi zihniyetse bugün IŞİD'i besleyen, bombalar patlattıran ve kontrol edilemeyen zihniyetin de aynı zihniyet olduğunu belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları kaydetti:
"Türkiye'de yıllar boyunca ekonomik operasyonlar yaptıran, bizi IMF'ye boyunduruk altına aldırmaya çalışan, enflasyonla ezen zihniyet hangi zihniyetse bugün Ortadoğu'yu ve Afrika'yı açlığa, sefilliğe mahkum etmeye çalışan zihniyette aynı zihniyettir. Bu dünyada kafası sadece fesat çıkarmaya, huzursuzluk çıkarmaya, kan döktürmeye çalışan zihniyet yıllarca iş başındadır. Biz çocuklarımıza kaosu bırakamayız. Bu ülkenin sistemini de bu dünyanın sistemini de elbette düzeltmek zorundayız. İşte bizim 16 Nisan iddiamız ve inancımız budur. Birileri anlamıyor, ısrarla anlamak istemiyor olabilir. HDP ve CHP, getirilmek istenen anayasa değişikliğini bir iktidar meselesi haline indirgemek yerine oturup sandık karnesini, kendi yaptıklarını incelemelidir. Mesele bir iktidar meselesi değildir. Mesele bir rejim meselesi de değildir. Mesele Türkiye'ye darbe üreten, Türkiye'ye zayıflık üreten, çift başlılık üreten bir sistemden milletimizi kurtarma meselesidir."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terörle mücadelede önlerine engeller çıkarıldığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Terörle mücadele ettiğimiz günlerde İsrail'den aldığımız insansız hava uçakları vardı. Bozuldu, hem de zor günlerdi. 'Tamir edin' dedik, tamir edip bizlere vermediler. Oysa o kadar ihtiyacımız vardı ki evlatlarımız öyle mücadele ediyorlardı ki. Her biri aslan parçasıydı. Her biri ana kuzusuydu. Şimdi neye inanamıyorlar biliyor musunuz? Kendi insansız hava uçağımızı yapıyoruz. Onlara dayanamıyorlar. Artık onların uydularından bilgi almıyoruz. Kendi uydularımızdan aldığımız bilgilerle adım atıyoruz. Bu ülkenin yarınlarına 'acaba ne olacak' diye bakmamamız için önemli bir fırsatın eşiğindeyiz. Bunu hep beraber gerçekleştireceğiz."
Türkiye'nin merhametli bir ülke olduğunu vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye büyük bir devletin mirasçısı üzerinden geçmişe bugüne ve yarına bakabilen bir ülkedir. Biz tam 600 yıl önce bu coğrafyada sadece bu coğrafyada değil bütün dünyada sözü kabul gören, iddiası olan, iradesi olan bir ülke olarak bu dünyaya ve insanlığa birşeyler anlatmaya çalıştık." ifadesini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terör örgütlerinin bu ülkenin huzurunu bozamayacaklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bir terör örgütü, beni kardeşimden, beni benden, beni özümden ayıramaz. Bir terör örgütü, bu ülkenin ilerlemesini bu ülkenin zenginleşmesini engelleyemez. Yine bir terör örgütü, aramıza nifak sokamaz. Bir terör örgütü bu ülkenin birliğine ve beraberliğine tehdit ortaya koyamaz. Bilinmelidir ki, nerede olursak olalım orada o terör örgütünü yok ederiz, yok ederiz. Cumhurbaşkanımızın talimatı ve hükümetimizin politikası nettir. Terör örgütü tasfiye edilecektir. Politika açık ve nettir. PKK adını literatürden sileceğiz. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu büyük ülkeyle, bu büyük milletle, asıl milletle bilek güreşine giremezler."
Türkiye'nin, Avrupa ve dünyaya karşı en büyük üstünlüğünün genç nüfus olduğunu belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Tam 10 yıl boyunca onlardan genciz, 10 yaş. Bugün neden anaokullarını yaptık. Derdimiz neydi? Ben 6 yaşında okula gittim, kaçak gittim. Bizim zamanlarımızda 7 yaşın altındakileri okula almıyorlardı. 'İnsan 7'sinde neyse 70'inde de odur' demez miyiz? Peki neden 7 yaşın öncesine kadar eğitime gitmezdik. Peki Avrupa, çocukların doğduğu andan itibaren çocukları neden okullara gönderirlerdi? İşte bu da bir oyundu, bir tezgahtı. Genç bir nüfus yetiştiriyoruz. Bizim için en önemli olan genç nüfusu, sistemin içerisinde dinamizmiyle, ortak aklıyla beraber tutmalıyız. Onları sistemim içerisine koyup, onların gücünü Türkiye'ye yansıtmalıyız. O genç ve dinamik nüfustan bir şekilde istifade edelim. Onları iyi yetiştirip, iyi özgüven verip, onları dünyaya salmalıyız ki onlar orada çalışmalı, hem de değerlerimizi anlatmalı. Dünyaya, Anadolu'daki bu insanlığın ne olduğunu, insanlığın çizgisinin nereye gittiğini ifade etmelidir." dedi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
BASIN MERKEZİ