T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen www.icisleri.gov.tr web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.
2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
4.Çerezleri Kullanım Amacı
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel:Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.
Oturum Çerezleri
(Session Cookies)
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır.
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
• İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,
5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
6.Veri Sahiplerinin Hakları
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
TBMM Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş 81 İl Valisini Kabul Etti
08.01.2025
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş, Valiler Buluşması kapsamında İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya ve 81 il valisini kabul etti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş ve İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya 81 il valisine hitaben konuşma gerçekleştirdiler.
“Valilik Gönül İşidir”
Valiler Buluşması kapsamında milli iradenin ve demokrasinin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde herkesi ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, “Her yıl yakından takip ettiğim Valiler Buluşması’nın, bu yıl da 2024 yılının kapsamlı bir değerlendirilmesini ve ardından 2025 yılına ilişkin İçişleri Bakanlığımızın bütün kurumlarıyla birlikte hedeflerinin gözden geçirileceği çok anlamlı ve verimli bir toplantıyı gerçekleştirmiş olmasından dolayı Sayın Bakanımızın şahsında bütün İçişleri Bakanlığı mensuplarını tebrik ediyoruz. Esasında Türkiye, hedeflerini ortaya koymuş ve bu hedeflerine, Türkiye Yüzyılı istikametindeki hedeflerine, koşar adım ilerleyen bir ülkedir. Burada en önemli sorumluluklardan birisi de hiç şüphesiz devletle millet arasında bir köprü olan, daha doğrusu milletin devlet adına açık kapısı olan siz değerli valilerimize düşmektedir. Bu sorumlulukların her birinizin çok fazla farkında olduğunu biliyorum ve bu sorumluluk bilinciyle Türkiye'nin hedeflerinin daha da kolaylaşması, daha da yakınlaşmasının mümkün olacağına yürekten inanıyorum.” sözlerini ifade etti.
Vali kelimesinin anlamına değinen ve valilere görevlerinde başarılar dileyen TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş konuşmasını şu şekilde devam ettirdi:
“Hepinizin bildiği gibi, vali, Arapça ‘Veleye’ kökünden geliyor. Yani, ‘veli’ de ‘vali’ de aynı kökten; ‘vilayet’ de ‘velayet’ de aynı kökten türetilmiştir. ‘Vali’ ismi, tesadüfen verilmiş bir unvan değildir. Velayetle yan yana olan, halkı sevmekle ve halkı kuşatmakla memur olan, devletin halk nezdindeki açık kapısı olan siz değerli valilerimizin, aslında bir tarafıyla da kamu görevinin ötesinde çok önemli bir gönül görevi görmekte olduğunuz da aşikardır. Ayrıca yine bildiğimiz gibi Cenab-ı Hakk’ın sıfatlarından birisi de ‘El-Veli”dir. Yani dünyayı ve kâinatı yöneten, kuşatan ve oradaki işleri tek başına icra eden büyük bir Zât-ı Kibriya anlamına gelir. Cenab-ı Allah’ın sıfatlarından birisi de ‘vali’ sıfatıdır. Dolayısıyla valiliğin sıradan bir meslek olmadığını, sadece bir meslek de olmadığını hatırlatmak isterim. Gönül işidir, halka yakın olma işidir, halkın gönlünü kazanarak Allah’a yakın olma işidir.”
“Valilik Kapısının Açık Olması Devlet-Millet Kaynaşmasının En Temel Şartlarından Birisidir”
TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş valiliğin önemini vurgulamak adına, Sait Faik Abasıyanık'ın "Bir Kısım İnsanlar" başlıklı hikâyesinde yer alan bir parçayı aktardı:
“İstanbul'da bir gece vakti, soğuk bir kış günü, karlı bir kış günü, bir tiyatroyu izledikten sonra çıkıyor ve yolda dururken, üstü başı perişan, ayaklarında ayakkabısı olmayan, ayaklarını korumak için çuvallarla ayağını bağlamış ve çuvalları da iplerle tutturmuş, üstü başı pejmürde olan, beline de bir urgan sararak giydiği pantolonu ayakta tutabilen, son derece hırpani bir vatandaş oradan geçiyor. Hatta onun ifadesine göre, yürürken ayaklarındaki o sardığı şeyler dolayısıyla "haşır huşur" sesler de çıkarıyor. Geliyor ve ‘Abi, buradan bana benzer insanlar geçti mi?’ diyor. O da ‘Hayır,’ diyor. Bir müddet sonra 20-30 kişi, aşağı yukarı benzer kıyafetlerle Sait Faik’in olduğu yerden geçiyor ve meselenin ne olduğunu anlıyor. Mesele şu: Şehrin hamalları, bu kişiler şehrin hamalları. Bir karar alınmış; sabahçı kahvelerinin kapatılması karara bağlanmış. Bu karanı gidip valiye şikâyet edecekler. Gece yarısı vali beye arz edecekler ve hep beraber toplanıp valiye gitmek için sözleşmişler. Garipler, yatacak yerleri olmadığı için sabaha kadar belki o sabahçı kahvesinde 3 kuruşa 5 kuruşa konaklayacak, birkaç çay içerek hayatlarını idame ettirecekler. Bu kararın değiştirilmesi için o kıyafetleriyle, gece vakti, o kar kış gününü valiye gidebilecek cesareti kendilerinde bulacak kadar valiyi birbirlerine yakın, kendilerine yakın hissediyorlar.”
Valilik makamının milletle devlet arasındaki açık bir kapı ve milletin her ferdinin hacet kapısı olduğunu dile getiren TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, “Bu çerçevede, bu anlamda bizim milletin hacet kapısı olan, devletteki hacet kapısı olan valilik makamının her zaman sabah akşam, gece gündüz, her şart altında –burada fiziki kapıyı kastetmiyorum tabii– valilerimiz, gönül kapıları başta olmak üzere bu kapıların açık kalması milli birliğin, beraberliğin, devlet-millet kaynaşmasının en temel şartlarından birisidir.” dedi.
Türkiye'de Bürokratik Yapının Gelişimi ve Valilik Sistemi
Geçmiş dönemlerde Türkiye’nin, fevkalade sorunlu zamanlar geçirdiğini belirten TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, “Örnek olsun diye söylüyorum, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi'nde yapılan bir sözlü tarih araştırmasında, 1923-1973 yıllarını kapsayan hızlı modernleşme dönemine ilişkin sorulan sorulardan birisinde, “Devlet deyince aklınıza ne geliyor?” denildiğinde, ilk akla gelen şu oluyordu: jandarma, jandarma karakolu, kaymakam ve vali. Jandarma da şimdiki gibi halkı kucaklayan, kuşatan bir anlayışla değil de millete karşı, üzerinde ceberut bir el olarak görünüyordu. Üstat Necip Fazıl'ın söylediği gibi, ‘Hükümet dediğin çatık kaşlı zat’ millet kamu kurumlarının bırakın valiyi görmeyi, kamu kurumlarının önünden geçerken rotasını değiştirip geçiyordu. Dolayısıyla bu devirlerin geride kalmış olması, artık kamunun bütün görevlilerinin, başta sayın valilerimiz olmak üzere, illerdeki bütün temsilcilerinin, bütün imkanlarıyla halkın yanında olmuş olması, büyük bir gelişmedir ve fevkalade sevindirici bir durumdur.” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, 1927'den 1952’ye kadar olan süreç içerisinde, “umum müfettişlikleri” denilen bazı kurumların olduğunu hatırlatarak sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Olağanüstü hâl valiliği diyebileceğimiz bir müessese. Dönemin şartları gereği belki o süre içerisinde umum müfettişliklerinin esas meselesi asayiş ve güvenliği sağlamak ve halka da asayişi ve güvenliği bozucu unsurlar olarak bakmaktı. Böyle olduğu için de devlet, çoğu zaman şu "demir yumruğunu" hem de yersiz bir şekilde vatandaşın ensesinde hissettirirdi. Bu anlamda da memleketin bazı bölgeleri, sürgün yerleri olarak telakki edilirdi. Yakın zamanlara kadar sürgün yeri olarak telakki etme anlayışının devam ettiği ve tabiri caizse bürokraside başarısız ya da beceriksiz görülenlerin bu sürgün yerlerinde vatandaşın karşısına dikildiğini de dün gibi hatırlıyoruz. Çok şükür, bunlar da ortadan kalkmıştır. Bugün memleketin en ücra köşesinde, en yetenekli, en nitelikli arkadaşlarımız hem vali olarak hem de diğer kamu kurumlarımızın yöneticileri olarak görev yapmaktadır. Bu, Türkiye için önemli bir gelişmedir.”
Kendi çocukluğunda vali, emniyet müdürü, jandarma, asker gibi meslek gruplarına mensup kişileri göremediklerini anlatan TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, “Onların olduğu yerlere de girmezdik ve onlar da milletin arasına karışmazlardı. Şehirleri yönetenler, çoğu zaman ‘Şehir kulübü’ denilen bir mekânda bir araya gelir, körler sağırlar birbirini ağırlarlar misali, sadece kendi aralarında bir aristokrasi oluştururlardı. Bunların bugün geride kalmış olması; memleketin en yoksulunun aynen Sait Faik’in anlattığı gibi ayağında ayakkabısı bile olmayan fukaranın karşısında devletin, kamunun bütün görevlileriyle muhatap olabilmesi, Türkiye için önemli ve anlamlı bir gelişmedir.” şeklinde konuştu.
Türkiye, Küresel Güç Olma Yolunda İlerliyor
TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, Halil Rıfat Paşa ve Recep Yazıcıoğlu örnekleriyle konuşmasına devam etti ve şu sözleri aktardı:
“Özellikle valilik makamını şereflendiren iki önemli isimden bahsetmek istiyorum. Bunlardan birisi Halil Rıfat Paşa'dır. Sivas Valisi olarak Sultan Abdülhamit Han döneminde görev yapmıştır. O dönemin Sivas'ı, yalnızca bugünkü Sivas ilini değil, çevresindeki 45 ilin de dahil olduğu büyük bir vilayeti kapsamaktaydı. Halil Rıfat Paşa, burada unutulmaz eserler ve hatıralar bırakmış, fevkalade güçlü bir kamu görevlisi olmuştur. Eğitimden tarıma, bayındırlıktan yol ve suya kadar her alanda fevkalade güzel izler bırakmıştır. Kendisinin ‘Tembihnamesi’ diyebileceğimiz yazıları, Sivas vilayetinin akil insanlarının da kendi yaptıkları işlerde ona yardımcı olmasını sağlamıştır. Ayrıca, o dönemin şartları içerisinde özellikle kız çocuklarının okutulması için kız mekteplerinin açılmasında önayak olmuştur. Halil Rıfat Paşa, bugün hâlâ yad edilen, unutulmamış eserleriyle fevkalade önemli bir şahsiyettir. Bir diğeri ise daha sonraki dönemde hepimizin yakından tanıdığı Recep Yazıcıoğlu’dur. Yazıcıoğlu, Tokat ve Erzincan valilikleri yapmıştır. Bu görevleri sırasında en önemli hususiyetlerinden biri, halkın her zaman içinde olması, onların derdini dinlemesi ve kapısını sürekli halka açık tutmasıdır. Halkın sevdiği bir vali olmanın ötesinde, sanki halkın seçtiği bir temsilci gibi bulunduğu yerlerde görev yapmıştır. Recep Yazıcıoğlu’nun Türk idarecilik tarihine kazınacak sözlerinden bazılarını paylaşmak isterim. "Benim vazifem, meclisten geçmiş ama hayata geçmemiş meseleleri hayata geçirmektir" diyerek, halkın meselelerini çözmek için gayret sarf etmiştir. Ayrıca, "Ben karnımdan değil, gönlümden konuşurum" diyerek, özellikle idarecilerin söylediklerini net, açık, anlaşılır ve toplum tarafından kabul edilebilir şekilde dile getirmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Her ikisini de rahmetle anıyor ve Türk idarecilik tarihinin önemli isimleri olarak saygıyla yad ediyoruz.”
Türkiye’nin önemli bir sürecin içerisine girdiğine dikkat çeken TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, “Türkiye Yüzyılı dediğimiz bu dönemde, sözü güçlü, gücü tesirli, uluslararası alanda söylediği sözün artık etkisi olan, belirleyici bir ülke olmak üzere fevkalade güçlü adımlarla yolumuza devam ediyoruz. Ancak işimiz henüz bitmiş değil; hedeflediğimiz noktalara ulaşabilmiş değiliz. Söyleyebiliriz ki köprünün tam ortasındayız. Bu köprüyü aşmak, daha ileriye geçmek ve Türkiye’yi Cumhuriyetimizin ikinci asrında dünyanın sayılı ülkelerinden biri yapmak gibi çok temel bir ödevimiz vardır. Bunun için her bakımdan güçlü olmak ve yolumuza, özellikle "iç kalemizi tahkim ederek" devam etmek mecburiyetindeyiz.” dedi.
Osmanlı'nın son döneminde "hasta adam" olarak nitelendirildiği, Türkiye'nin ise artık güçlü ve milletiyle bütünleşmiş bir devlet olarak küresel ölçekte saygın bir konuma ulaştığı vurgulayan TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin, bölgesel bir güç olmanın ötesinde küresel aktör olma yolunda emin adımlarla ilerlediği belirterek bu başarının sürdürülebilirliği için iç kalenin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
“Vesayet Odağı Olacak Hiçbir Odak Kalmamıştır”
Devletiyle milletinin bütünleşmediği dönemlerde Türkiye'nin ne kadar zorluklar yaşadığını ifade eden TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, cümlelerine şu şekilde devam etti:
“İlk işimiz, devletin ayrı, milletin ayrı telden çalmadığı; birlikte olduğu bir dönemi inşa etmekti. Çok şükür, bunu gerçekleştirdik. Az evvel Sayın İçişleri Bakanımızın konuşmasında bir terim olarak geçtiği gibi, Türkiye'nin geçmiş dönemdeki en önemli kazanımlarından birisi vesayetle mücadeleydi. Artık Türkiye'de, millete rağmen vesayet odağı olacak hiçbir odak kalmamıştır. Millet, bütünüyle demokrasinin de devletin de ülkenin de sahibidir. Bu ülkeye, hiç kimsenin, hiçbir vesayet odağının; gücünü nereden alırsa alsın, millete rağmen üstünlük taslama imkân ve ihtimali kalmamıştır. Bu belki de Cumhuriyet tarihimiz boyunca yönetim bakımından elde ettiğimiz en büyük kazanımlardan birisidir. Ancak bundan sonra, artık vesayetin de kalmadığı Türkiye’ye rol ve rota biçecek iç ve dış hiçbir vesayet odağının kalmadığı bu dönemde, bizim iç kaleyi daha da tahkim etmek, milli birliğimizi ve beraberliğimizi her şeyin üstünde tutarak devlet-millet kaynaşmasını bütünüyle her alana hasrederek yolumuza devam etmemiz lazım.”
Bu ülkede yaşayan 85 milyon yurttaşın hiçbirinin, hiçbir gerekçeyle bir diğerinden üstün olmadığı; hiçbirinin de bir başka gerekçeyle diğerinden aşağıda görünmediği, tam manasıyla eşit ve özgür yurttaşlar olduğu bir Türkiye’yi hep beraber inşa edeceklerini vurgulayan TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, “Özellikle sizlerin illerde yapacağınız çalışmalar; illerimizin her birisinin ayağa kaldırılması, güçlü Türkiye hedefinin ancak güçlü iller vasıtasıyla gerçekleştirilebileceği anlayışıyla şekillenecektir. Bunun gerçekleştirilmesi hepimizin vazifesidir.” dedi.
“Valilerin En Önemli Sorumluluklarından Birisi Adaletin Temin Edilmesidir”
Valilerin üç temel üç temel özelliğine vurgu yapan TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş şunları kaydetti:
“Demin ifade ettiğimiz gibi, milletle devlet arasında köprü olmak ve devletin "hacet kapısı" olmak vasfını artırarak sürdüreceğiz. Ayrıca valilerin en önemli sorumluluklarından birisi adaletin temin edilmesidir. Adalet, sadece mahkemelerde veya Adalet Bakanlığının kurumları vasıtasıyla yerine getirilen bir şey değildir. Adalet; her alanda toplum kesimleri arasında eşitliğin sağlanması, insanların ekonomik refahının artırılması ve her birinin eşit derecede itibarlı bireyler haline getirilmesiyle kaimdir. Bu anlamda adalet, hassas bir terazidir ve bu terazinin ucu da illerimizde valilerin elindedir. Bu bağlamda, birkaç temel ve birbiriyle çelişik gibi görünen hususu arz etmek isterim. Bunlardan birisi, özgürlükle güvenlik arasındaki dengedir. Valilerimiz, illerde bu dengeyi kuracak, bu dengeyi en iyi şekilde tesis edecek en önemli kamu görevlilerimizdir. Ayrıca şefkatle celadet arasındaki denge, adaleti sağlayan en önemli ikinci dengedir. Devlet, müşfik olmak zorundadır ama aynı zamanda devletin bir celal sıfatı olduğu; bunlardan hiçbirinin hiçbir şekilde diğerine hâkim olmaması gerektiği en temel unsurlardan birisidir. Müşfik davranılması gerekene celaletli yaklaşırsanız adaletsizlik yapmış olursunuz. Celaletle davranılması gerekene müşfik ve sempatik davranırsanız yine adaletsizlik yapmış olursunuz. Dolayısıyla, adaletin tecellisinin kendi ellerinde olan valilerimiz, bu dengeleri hassas bir şekilde illerinde tutmalı ve böylece bütün halk kesimlerini arkalarında toplayacak güçlü bir iradenin sahibi olmalıdır. Üçüncü olarak da valilerimizin en önemli başvuracağı unsurlardan birisi istişare mekanizmasıdır. İllere gittiğim zaman görüyorum ve gördükçe büyük memnuniyet duyuyorum ki valilerimiz, illerin sivil toplum kuruluşlarıyla, kanaat önderleriyle ve o ilin üzerinde etkisi olan şahıslarla etkili bir çalışma düzeni sürdürüyorlar. İnanın ki önümüzdeki süreçte böylesine önemli bir istişareye ve istişarenin ortaya çıkardığı ortak akla her zamankinden daha çok ihtiyacımız olacak. Bunun için sizlerden özel ricamız, bu üç temel alanda ve özellikle istişareyi artırarak milleti yanınızda tutmanız, etrafınızda toplamanız ve onların taleplerini karşılamak noktasında daha fazla hassasiyet göstermenizdir.”
“Türkiye Olarak Bizim Üzerimize Düşen Tarihi Bir Sorumluluk Var”
“Osmanlı Cihan Devleti'nin yıkılmasıyla birlikte maalesef bu coğrafyada, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı da içine alacak şekilde, Balkanlar'ı da kapsayan büyük bir dağılma, parçalanma ve ayrışma süreçleri başladı.” diyen TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, cümlelerini şu şekilde sürdürdü:
“Neredeyse Osmanlı Cihan Devleti'nin üzerinden 30'a yakın farklı devlet kuruldu. Bu devletlerin bir kısmı kuruldu, ancak esasında tam manasıyla ekonomik ve siyasi bağımsızlıklarını kazanamadılar. Ama bir asır sonra, özellikle Irak'ın işgaliyle başlayan süreç, Ortadoğu'yu yeni bir döneme sürükledi. Bu dönemin en temel özelliklerinden biri, "böl parçala yönet" siyasetinin "böl, parçala, inisiyatif hale getir, yönet" şekline dönüştürülmesi ve bununla ilgili de ne yazık ki emperyalistler tarafından çok mesafe alınmış olmasıdır. Bölge, etnik, mezhebi ve dini anlamda, siyasi anlamda fevkalade büyük dağılmalara sokulmuştur.”
Türkiye olarak üzerimize düşen tarihi sorumluluklar olduğunu söyleyen TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, “Nasıl o hasta adamdan şimdi güçlü, büyük Türkiye'ye doğru ilerliyorsak, aynı şekilde emperyalistlerin dağıttıkları, yok etmeye çalıştıkları bölgeyi yeniden derlemek, toparlamak, bir araya getirmek ve güçlü bir bölge oluşturabilmek amaçlı çalışmalar yapmamız gerekmektedir. Bu amaçla üzerinde durduğumuz en önemli hususların başında gelen terörden arındırılmış bir Türkiye'nin kurulmasıdır.” dedi.
“Artık Terörsüz Bir Türkiye İle İlgili Gerekli Çağrılar Yapılacak”
Terör örgütleriyle ve Türkiye düşmanlarıyla mücadelenin her alanda tavizsiz bir şekilde sürdürüleceğini dile getiren TBMM Balkanı Sayın Numan Kurtulmuş cümlelerine şöyle devam etti:
“Bunu yaparken, terörden arındırılmış bir Türkiye için atılacak adımları da dikkatle takip ederek sonuçlandırmak niyetindeyiz. Bu çerçevede, geçtiğimiz hafta içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde partilerin karşılıklı ziyaretlerinin ve ortaya çıkacak bu müzakereler çerçevesinde terörsüz bir Türkiye'nin oluşturulmasının da milletimizin büyük kitleleri tarafından dikkatle takip edildiği ve olumlu sonuçların hararetle beklendiğini biliyoruz. Ümit ve temenni ediyoruz ki, bu süreç içerisinde gerçekten sağlıklı ve sağlam adımlar atılarak Türkiye'nin başına 40 yıldır bela edilmiş olan PKK terör örgütünün tasfiye edilmesi sağlanacak. Artık terörsüz bir Türkiye ile ilgili gerekli çağrılar yapılacak ve ondan sonra Türkiye, demokrasisinin daha da yükseltildiği bir ortamda, bütün yurttaşlarını eşit ve özgür yurttaşlar olarak kabul eden, bu çerçevede kerim devlet anlayışı içerisinde Türkiye'nin her tarafına barışın, selametinin ve kardeşliğin hâkim olduğu bir atmosferi oluşturacaktır. Bu çerçevede, özellikle her birinize illerinizde terörsüz Türkiye'nin oluşturulması bakımından kamuoyunun dikkatle takip etmesi, kamuoyunun oluşturulması ve Allah'ın izniyle, 40 yıldır boğuştuğumuz bu belanın, şehitler verdiğimiz, 40.000'e yakın şehit verdiğimiz bu belanın tamamıyla tasfiye edildiği bir sürecin, hep beraber milletçe desteklenmesini temin etmemiz gerekiyor.”
“Tam Manasıyla Terörden Arındırılmış Bir Türkiye'yi En Kısa Süre İçerisinde Tesis Edeceğiz”
“Türkiye'nin kendi içerisinde iç kalesini sağlam tutarak, milli birlik ve beraberliği bütün toplum kesimleri arasında ortak duygu olarak, kardeşliği sadece vatandaşlık duygusu değil, vatandaşlık duygusunun üstünde de kardeşlik duygusunu tam manasıyla pekiştirecek ve ülkemizde artık silahların asla konuşmadığı, hiçbir şekilde terör olaylarının gerçekleşmediği, tam manasıyla terörden arındırılmış bir Türkiye'yi en kısa süre içerisinde tesis edeceğiz.” diyen TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş cümlelerini şöyle sonlandırdı:
“Bu çerçevede, milli birlik ve beraberliğin önemli unsurlarından birisi olan bu terörsüz Türkiye meselesi, artık geçmişte kalacak ve Türkiye çok daha güçlü bir şekilde hem bölgesel güç olarak hem küresel bir oyuncu olarak yoluna devam edecektir. Allah her birinize görevlerinizde üstün başarılar versin, işlerinizi kolaylaştırsın, vaktinizi bereketlendirsin, dostlarınızı sağlam kılsın ve bütün halkımızla milletimizle birlikte çok güçlü bir Türkiye'nin kurulabilmesi mücadelesinde ceht gayretinizi artırsın diyorum.”
“Bu İrade, Demokrasimizin Sarsılmaz Kalesidir”
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, Gazi Meclisimizde bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirirken Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’a teşekkürlerini sundu. Bakanımız Sayın Yerlikaya şu şekilde konuştu:
“Çatısı altında bulunduğumuz bu mukaddes yapı, yasama ve köklü yönetim anlayışımızın kadim devlet geleneğimizin taşıyıcı sütunlarıdır. Meclisimiz; koskoca bir milletin var olma mücadelesini en zor şartlar altında dahi yönetmiş, sadece aziz milletimiz değil tüm mazlum milletlere ilham olmuş bir meclistir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde yüreği vatan aşkıyla çarpan Mehmetçiklerimizin sevk ve idaresini, kurtuluş planlarını, Ankara’da yanan bağımsızlık ateşinin tüm yurda yayılması işte hep bu meclisimiz sayesinde oldu. Bu irade, milli mücadelenin zaferle taçlandığı günlerden bugüne demokrasimizin sarsılmaz kalesidir.”
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde büyük ve güçlü Türkiye için omuz omuza çalıştıklarını, her türlü tehdide karşı milletin huzur ve güvenliğini teminat altına aldıklarını dile getiren Bakanımız Sayın Yerlikaya, “Bu meclis, Kurtuluş Savaşı’nda top sesleri altında milletimizin iradesini haykırdığı gibi 15 Temmuz gecesi de dimdik ayakta durmuş milletimizin kararlılığına öncülük etmiştir. 15 Temmuz milletimizin iradesine zincir vurulamayacağının Türkiye’nin diz çökmeyeceğinin ilanıdır. Bugün Kurtuluş Savaşı’ndan 15 Temmuz’a sahip olduğu dirayet ve kahramanlık ruhuyla Türkiye Yüzyılı’nı inşa ediyoruz.” dedi.
“Göreviniz, Devletimiz ve Milletimiz Arasında Sarsılmaz Bir Bağ Kurmaktır”
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, valilere hitabında “Bulunduğunuz şehirlerde devletimizi temsil ederken aynı zamanda milletimizin huzurunu kamu düzenini ve güvenliğini koruyorsunuz. Göreviniz, devletimiz ve milletimiz arasında sarsılmaz güçlü bir bağ kurmaktır. Nihai hedefiniz ise gönülden iyi ki valimiz var dedirtmek olmalıdır. 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının her bir karışında vatandaşlarımızın gönlünde iz bırakacak hizmetler gerçekleştirmektir. Kamu düzeni sadece bir güvenlik meselesi değildir. Aynı zamanda milletimizi refahı huzuru ve geleceği için bir teminattır. Türkiye’yi terörle kaosla ve vesayetle yıpratmaya çalışanlara karşı elde ettiğimiz her başarı milletimizin gücünü ve iradesini göstermektedir. Valilerimiz de bu mücadelenin en ön saflarında gece gündüz demeden adalet ve millet aşkıyla görevini yapmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Mazlumların Sesi Olan Büyük Ve Güçlü Bir Türkiye Var”
İçişleri Bakanlığı olarak büyük ve güçlü Türkiye mücadelesini kararlı bir şekilde sürdürüldüğünü söyleyen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Artık bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bölgesel ve küresel ölçekte barışa hizmet eden, mazlumların sesi olan büyük ve güçlü bir Türkiye var. Terörden arındırılmış, güvenliği tesis edilmiş, asayişi berkemal, zehir tacirlerine nefes aldırılmayan, suçta kibirlenenlere demir yumruk olan, her köşesinde huzurun ve güvenliğin hâkim olduğu bir Türkiye için canla başla çalışıyoruz; çalışmaya da devam edeceğiz inşallah. Bu duygularla bugün bizleri Gazi Meclisimizde bu sofrada buluşturan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımıza şükranlarımı sunuyorum. Valilerimize özverili çalışmalardan dolayı teşekkür ediyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Prof. Dr. Sayın Numan Kurtulmuş’un ev sahipliğinde düzenlenen programda 81 il Valimizle birlikte Gazi Meclis’imizdeydik.
’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’’ sözünün tecelli ettiği Gazi Meclis’imizde bulunmanın onurunu yaşadık.… pic.twitter.com/XAQLW5mR1R
Valiler Buluşmamızın sabah programında, 81 il valimizle birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Prof. Dr. Sayın Numan Kurtulmuş’un konuğu olduk🇹🇷