Modal content
×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen www.icisleri.gov.tr web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.
 
2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır.

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

  • • İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,
5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

6.Veri Sahiplerinin Hakları

Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

  • e-Devlet
  • Diğer Bakanlıklar
    • Adalet Bakanlığı
    • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
    • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
    • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı
    • Dışişleri Bakanlığı
    • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
    • Gençlik ve Spor Bakanlığı
    • Hazine ve Maliye Bakanlığı
    • Kültür ve Turizm Bakanlığı
    • Millî Eğitim Bakanlığı
    • Millî Savunma Bakanlığı
    • Sağlık Bakanlığı
    • Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
    • Tarım ve Orman Bakanlığı
    • Ticaret Bakanlığı
    • Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı
T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
  • BAKANLIK

    BAKANLIK

    • Hakkımızda
    • Teşkilat Şeması
    • Tarihçe
    • Projeler
    • Yayınlar
    • Mevzuat
    • Kurumsal Kimlik
    • Sıkça Sorulan Sorular
    BAKANLIK BİRİMLERİ
    HİZMET BİRİMLERİ
    Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı KİHBİ Dairesi Başkanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı
    Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü Personel Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı
    İller İdaresi Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Başkanlığı Araştırma ve Etütler Merkezi Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi İç Denetim Birimi Başkanlığı
    BAĞLI KURULUŞLAR
    Emniyet Genel Müdürlüğü Jandarma Genel Komutanlığı Sahil Güvenlik Komutanlığı Göç İdaresi Başkanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
  • HİZMETLERİMİZ
  • FAALİYETLERİMİZ
  • GÜNDEM

    GÜNDEM

    • Bakandan Haberler
    • Radar ve Kontrol Noktası Uygulama Sayıları
    • Haberler
    • Duyurular
    • Basın Açıklamaları
  • VALİLİKLER
  • İLETİŞİM
  • BAKANLIK
    • Hakkımızda
    • Teşkilat Şeması
    • Tarihçe
    • Projeler
    • Yayınlar
    • Mevzuat
    • Kurumsal Kimlik
    • Sıkça Sorulan Sorular
    • BAKANLIK BİRİMLERİ
      • HİZMET BİRİMLERİ
        • Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü
        • Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü
        • AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı
        • KİHBİ Dairesi Başkanlığı
        • Eğitim Dairesi Başkanlığı
        • Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı
        • Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü
        • Personel Genel Müdürlüğü
        • Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
        • Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı
        • Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü
        • İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı
        • İller İdaresi Genel Müdürlüğü
        • Strateji Geliştirme Başkanlığı
        • Araştırma ve Etütler Merkezi
        • Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi
        • İç Denetim Birimi Başkanlığı
      • BAĞLI KURULUŞLAR
        • Emniyet Genel Müdürlüğü
        • Jandarma Genel Komutanlığı
        • Sahil Güvenlik Komutanlığı
        • Göç İdaresi Başkanlığı
        • Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
  • HİZMETLERİMİZ
  • FAALİYETLERİMİZ
  • GÜNDEM
    • Bakandan Haberler
    • Radar ve Kontrol Noktası Uygulama Sayıları
    • Haberler
    • Duyurular
    • Basın Açıklamaları
  • VALİLİKLER
  • İLETİŞİM
ARAŞTIRMA ve ETÜTLER MERKEZİ

ARAŞTIRMA ve ETÜTLER MERKEZİ

  • KURUMSAL
    • MAKAM
    • HAKKIMIZDA
    • MİSYONUMUZ VE VİZYONUMUZ
    • TEŞKİLAT YAPISI
    • İÇ KONTROL ÇALIŞMALARI
    • BİRİM YÖNERGESİ
    • ONLİNE YAYINLARIMIZ
  • YAYINLARIMIZ
    • Yayınlarımız
  • ÇEVRİMİÇİ YAYINLARIMIZ
    • Çevrimiçi yayınlarımız
  • E-BEKAP
  • RAPORLAR
    • TAKİP EDİLEN ULUSLARARASI RAPORLAR
      • ULUSLARARASI KURUM RAPORLARI
      • ULUSLARARASI DÜŞÜNCE KURULUŞLARI RAPORLARI
    • TAKİP EDİLEN ULUSAL RAPORLAR
      • ULUSAL KURUM RAPORLARI
      • ULUSAL DÜŞÜNCE KURULUŞLARI RAPORLARI
    • HAZIRLADIĞIMIZ RAPORLAR
  • MAKALELER
  • ETKİNLİKLER VE DUYURULAR
  • İLETİŞİM

Birinci Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi: Türkiye'de Yaşam Kalitesi

05.11.2012
 
ÖZET RAPOR


I. AVRUPA YAŞAMA VE ÇALIŞMA KOŞULLARINI İYİLEŞTİRME VAKFI HAKKINDA BİLGİ

'Avrupa Yaşama ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı', Avrupa'da daha iyi bir yaşam ve çalışma koşullarının planlanması ve sağlanmasına yönelik katkıda bulunmak amacıyla 1975'te kurulmuş bir Avrupa Birliği kurumudur.

Vakıf çalışmalarını, ülke vatandaşlarının, yaşam koşulları (konut ve yerel ortam, aile ve hane yapısı, iş ve aile yaşamı arasındaki denge, sosyal ve kamu hizmetlerinin sağlanması ve istihdama entegrasyonun teşvik edilmesi vb), çalışma koşulları (istihdam, çalışma düzeni, işyerinde geçirilen zamanla ilgili hususlar, esneklik, çalışma koşullarındaki değişikliklerin izlenmesi vb), gibi Avrupa vatandaşlarının günlük yaşamlarını etkileyen faktörler üzerinde yapmaktadır. Bu alanlarda bağımsız ve karşılaştırmalı araştırmalardan elde ettiği bulgu, bilgi ve tavsiyeleri devletlere (hükümetlere), işverenlere, işçi sendikalarına ve Avrupa Komisyonuna sunmaktadır.

 

II. RAPORUN (ANKETİN) HAZIRLANIŞI

Avrupa Yaşama ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı, 2003-2007 yılları arasında, 28 ülke üzerinde Avrupa Yaşam Kalitesi Anketini gerçekleştirmiş, elde ettiği sonuçları bir rapor haline getirerek 18 Mayıs 2007 tarihinde yayınlamıştır. 27 Avrupa Birliği üyesi ülke ve aday konumunda ülke olan Türkiye'yi kapsayan anket, yaşamla ilgili çeşitli sorulardan oluşan bir formun, 28 ülkede hane bireylerine cevaplattırılması ve çıkan sonuçların mukayeseli olarak değerlendirilmesi esasına göre hazırlanmıştır.

Vakıf, Türkiye'deki yaşam kalitesine yönelik araştırmasında, geniş ölçüde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS)'nin bulguları ile bu bulguları destekleyici mahiyette olan ulusal veriler, akademik araştırmalar ve ilgili sosyal bilimlerin çalışmalarını kullanmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'nun 2003 yılından beri 5.304 kişi üzerinde yaptığı 'Yaşam Kalitesi' araştırmaları, Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS)'nin 28 ülkede toplam 26.257 kişiyle yüz yüze yaptığı anket ve 14-28 Temmuz tarihleri arasında Türkiye'de 165 farklı konuda toplumun değişik katmanlarından 996 kişiyle yüz yüze yapılarak gerçekleşen anketi Türkiye'nin yaşam kalitesinin ortaya çıkarılmasında ve diğer ülkelerle mukayese edilmesinde etkin olmuştur. Ayrıca, Almanya'da faaliyet gösteren Wissenschaftszentrum Berlin (WZB), Avrupa Refah Anketi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin 'Euromodül-yaşam kalitesi' araştırması (4.020 kişi üzerinde), Pazarlamacılar ve Kamuoyu Araştırmacıları Derneği (TNS-PİAR) (2.000 kişi üzerinde yaptığı anket), Dünya Kamuoyu Araştırma Derneği (WAPOR), Avrupa Komisyonu Eurobarometer Anketi, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) gibi pek çok araştırma şirketinin çalışmaları Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS)'nin değerlendirmelerinde yer almıştır.

Araştırma, Türk vatandaşlarının sosyal koşullarını ve Türkiye'deki yaşam kalitesini, Avrupa Birliğine ilk üye olan 15 ülke, birliğe 2004 yılında kabul edilen 10 ülke ve 2007 yılının başında üyeliğe kabul edilen Bulgaristan ve Romanya vatandaşlarının sosyal koşulları ve bu ülkelerdeki yaşam kaliteleriyle karşılaştırmayı gözler önüne sermektedir.

 

A. RAPORDA (ANKETTE) KULLANILAN KISALTMALAR VE ANLAMLARI
 

1. AB 15 Eski Üye Ülke

Avrupa Birliğine 2004 yılından önce kabul edilen üyeler olan; Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, İspanya, İsveç, İngiltere ülkelerini ifade etmektedir.

 

2. AB 10 Yeni Üye Ülke

Avrupa Birliğine 2004 yılında Kabul edilen üyeler olan; Çekoslovakya, Kıbrıs, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya, Slovenya ülkelerini ifade etmektedir.

 

3. Araştırma Kurumları

TÜİK, Türkiye İstatistik Kurumu'nu, EQLS, Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi'ni, ifade etmektedir.

 

III. GENEL DEĞERLENDİRME VE TEMEL BULGULAR

Raporda ortaya çıkan belli başlı temel bulgular;
  • Avrupa Birliği'ne üyelik başvurusu yapan ülkelerin yaşam kalitesiyle ilgili hususlar, başvuru yapan ülkelerin değerlendirilmesine yönelik 'Kopenhag Kriterleri'nin' politik ve ekonomik standartlarını sosyal açıdan tamamlayıcı niteliktedir.
  • Türk toplumunun büyük çoğunluğu genel anlamda yaşamlarından memnun olduklarını belirtmektedir. En memnun oldukları alanlar kişisel sağlıkları ve aile yaşantısıdır. Özellikle 'sağlık durumunun nasıl olduğu yönünde sorulan soruya cevap verenlerin büyük çoğunluğu 'sağlığım çok iyi' 'sağlık yönünden hiçbir şikayetim yok' gibi cevaplar vermiştir. En az memnun oldukları alanlar ise, doğrudan devletin sorumlu olduğu sağlık hizmetleri, eğitim ve yaşam standardı gibi alanlardır.
  • Türkiye'de düzensiz ama hızlı bir nüfus büyümesi vardır. Nüfus olarak Almanya'dan sonra Avrupa'da ikinci büyük ülke olan Türkiye'nin sahip olduğu yerli ürünleri 16 AB ülkesinden daha büyük bir orana sahiptir. Türkiye'nin ekonomik büyümesinde yerli girişimcilerin çalışmaları (tekstil, endüstriyel ürünler vb) etkin olmuştur. Bu kapsamda İstanbul holdingleşmenin ve endüstrileşmenin merkezi olarak sayılmaktadır.
  • Dünyanın çeşitli ülkelerinde toplam 3.1 milyon Türk göçmen olarak yaşamaktadır. Türkiye'den yabancı ülkelere değişik zamanlarda göç eden Türklerin göç etmelerindeki en büyük sebep, iyi yaşam koşulları ve yaşam standartlarının Türkiye'ye göre daha üst seviyelerde olmasıdır. 1961 yılında Almanya ile Türkiye arasında imzalanan vasıfsız işçi alımını öngören anlaşma sonrasında pek çok Türk vatandaşı Almanya'ya gitmiş ve oraya yerleşmiştir. Bu göç Almanya'nın dışında başta Avrupa ülkeleri (Fransa, Hollanda, İngiltere vb.) olmak üzere dünyanın pek çok ülkesine yönelik gerçekleşmiştir.
  • Türk toplumunun büyük çoğunluğu, laiklik anlayışıyla dini ibadetleri yerine getirme arasında bir problem olduğunu düşünmemektedir. Ayrıca büyük çoğunluk şeriat düzenine karşı laik düzeni desteklemekte ve tercih etmektedir.
  • Resmi kurumlarda uygulanan başörtüsü takma yasağına karşı kadınların bakışı farklılıklar içermekle birlikte, TESEV tarafından 2006 yılında yapılan bir araştırmada her sekiz kadından üçünün başörtüsü takmadığı ve toplumun %37'lik bir kesiminin başörtüsüz olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Diğer yandan toplumun büyük çoğunluğu, camiye giderek yada cami dışında (ev, iş vb) ibadetlerini yerine getirmeye çalıştıklarını belirtmektedir. Bu konudaki ankete, erkekler %75, Kadınlar ise %85 oranında 'hafta en az bir defa ibadet yaparım' cevabını vermişlerdir.
  • Türkiye'nin en büyük etnik grubu olan Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde okur yazarlığın az olduğu, çocuk ölümlerinin çok görüldüğü ve yaşam uzunluğunun batıya göre yaklaşık yedi yıl düşük olduğu, sosyal koşullarının yok denecek ölçülerde seyrettiği ve buradaki toplumun baskı altında tutulduklarının göze çarptığı belirtilmiştir. Ayrıca, işsizlik oranının batıya göre yüksek boyutlarda olması, hane halkı gelirinin ülke averajlarının çok altında kalması ve halen bu bölgelerde silahlı çatışmaların (terörle mücadelenin) devam ediyor olması buradaki vatandaşların yaşam kalitesinin aşağı seviyelerde olduğu yönünde değerlendirilmiştir.
  • Kırsaldan şehirlere gerçekleşen göç sonucu Türkiye'nin büyük şehirlerinde nüfus yoğunluğunun oluştuğu belirtilmiş, özellikle sekiz şehrinin (İstanbul:9.1 milyon, Ankara:3.5 milyon, İzmir:2.7 milyon vb.) nüfusunun bir milyonu aştığı, İstanbul'un Paris'ten sonra Avrupa'da nüfusu en kalabalık şehir olduğu, Türkiye'nin AB ülkelerine göre daha çok sayıda kalabalık şehirleri olduğu (Fransa:dört, Almanya:üç, İtalya:üç, İspanya:iki, İngiltere:bir) eleştirilmiştir.
  • Büyük şehirlerde göç sonucu artan nüfus oranlarının bu şehirlerde kalabalıklar oluşturduğu, bununda tıkanıklık sorununu meydana getirdiği vurgulanmaktadır. Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi verilerine göre, Türkiye'de evden işe veya işten eve geliş gidişte ulaşımın ortalama 45 dakika sürdüğü, bununda AB ülkelerindeki averajların beş (5) dakika üzerinde olduğu, İngiltere'ye göre ise averajın altı (6) dakika üzerinde olduğu belirtilmiştir.
  • Türkiye'de yaşam süresinin sürekli arttığı, 1995 ve 2005 yılları arasında ortalama yaşam süresi erkekler için 3,3 yıl ve kadınlar için de 3,6 yıl artarak erkeklerde 68.9'a, kadınlarda ise 73.8'e yükselmiştir. Ancak, Türkiye'deki genel yaşam süresi ortalaması, AB15 eski üye ülke ve AB10 yeni üye ülke vatandaşlarınınkinden daha düşük olduğu eleştirilmiştir.
  • Türkiye'de genel yaşam memnuniyetinin en önemli belirleyici unsurlarını, AB ülkelerinde olduğu gibi, sağlık, başka kişilere güven, kamu politikalarından memnuniyet ile gelir oluşturmaktadır.
  • Nüfusunun yüzde 29'u 15 yaşın altında olan Türkiye'nin, AB'nin genç nüfusundan 2/3 katı daha fazla olması ve AB'nin yaşlı nüfusunun Türkiye'nin yaşlı nüfusundan iki buçuk kat daha fazla olması, Türkiye ile AB ülkeleri yaş grupları arasında en belirgin fark olarak görülmektedir. Genç ve dinamik bir topluma sahip olan Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en büyük sorunun kamu sağlığının düzelmesi, okulu bırakan gençlerin sayısının artmasıyla oluşan istihdam talebine karşılık iş arzının artırılması olarak görülmektedir.
  • Türkiye'de eğitimde kademe kademe iyileşmenin görüldüğü, 1995 yılında devlet bütçesinin %2.3'ünün eğitime ayrılırken bu oranın 2005 yılında %3.8'inin ayrılarak savunma harcamalarının da üzerine çıktığı vurgusu yapılmıştır. Ayrıca, 1997 yılından sonra zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkarılmasıyla 12-14 yaş aralığındaki çalışan çocukların sayısında da düşüşler görüldüğü, 1990 yılında %24 oranında çalışan çocuk bulunurken, bu oranın 2003 yılında %4'e düştüğü belirtilmiştir. Ancak, teknik okulların oranının AB ülkelerindeki oranların çok altında olduğu eleştirilmiştir.
  • Türkiye'de her yıl bir milyon insanın eğitim sistemine katıldığı ve bu durumun bazı bölgelerde, aşırı kalabalık veya dönüşümlü okul sistemini ortaya çıkardığı belirtilmiştir. Yetişkinlerin %8'inin hiçbir eğitimi olmadığı, eğitimli olan yetişkinlerin de yarısından fazlasının sadece ilköğretim seviyesinde eğitim gördüğü ve bu haliyle Türkiye'deki genel eğitim seviyesinin, AB devletleri'nde bulunan seviyenin çok altında olduğu raporda vurgulanmıştır. Ayrıca bu kapsamda, OECD tarafından 2005 yılında yapılan 41 gelişmiş endüstri toplumunda 15 yaşındaki 6.000 çocuğun testini içeren değerlendirmede, Türk öğrencilerin, OECD ortalamasının fen bilimleri testinde %13, matematik testinde %15, okuma testinde ise %12 altında kaldığı örnek olarak verilmiştir.
  • Avrupa'da ekonomi, ticaret ve halkla ilişkiler konusunda uluslararası iletişim dili İngilizcedir. Türkiye, turizmde görülen artış ve elit Türk eğitimi sayesinde bir Avrupa dilini akıcı olarak konuşmanın gereğini görmüştür. Ancak, Avrupa Yaşam Kalitesi (EQLS) bulgularına göre Türklerin %22'si İngilizce hakkında biraz bilgiye sahiptir. Bu durum İrlanda ve İngiltere dışındaki Bulgaristan ve AB15 eski üye ülkedeki oranlardan düşüktür.
  • İşgücüne katılan yetişkin Türklerin oranı AB ülkelerinde görülenden çok daha azdır. İşgücünün önemli bir oranı güvencesiz, günlük ücretli işlerde istihdam edilmekte ya da serbest meslek sahibidir ve sekizde birinden fazlası ücretsiz aile işçileridir. Türkler genellikle işlerinin olumlu taraflarını görmekle beraber, AB Üye Devletleri'ndeki çalışanlarla karşılaştırıldığında işlerini genellikle daha stresli, sıkıcı ya da tehlikeli bulmaktadırlar.
  • Türkiye'de, yetişkin nüfusun iş gücünde değerlendirilmesinde AB'nin eski ve yeni üye devletlerine göre farklılıklar gösterdiği belirtilmektedir. Buna göre, AB ülkelerinde yetişkin nüfusun hemen hemen yarısının istihdam edildiği (iş sağlama), Türkiye'de ise yetişkin nüfusun sadece %34'ünün istihdam edildiği belirtilmiştir. Ancak, bu durumda toplumun üçte birine yakın bir kesimini oluşturan ve hiçbir ücret alamayan ev-hanımı faktörünün de etkili olduğu değerlendirilmektedir.
  • AB ülkelerinde emekli insanların yüzde olarak Türkiye'den iki kat daha fazla olduğu, bunun sebebinin de AB ülkelerinde yaşam uzunluğunun ve sosyal güvenlik sistemlerinin Türkiye'ye göre daha iyi durumda olduğu belirtilmektedir. Bu konuda, AB vatandaşlarının Türk çalışanlara göre emekli olurken çok kolay bir şekilde bu hakkını elde ettiği ve herhangi bir maaş kaybının olmadığı örnek olarak gösterilmiştir.
  • Türkiye'de istihdamda (iş sağlama) resmi olmayan ve elinde yazılı bir iş kontratı bulunmayan çalışan oranının %53 düzeylerinde olduğu, bu durumun, AB ülkelerinde iş gücü nüfusunun %90'ının yazılı bir iş kontratı altında çalışması durumuyla keskin bir şekilde çeliştiği eleştirilmiştir.
  • Türkiye'de istihdam edilen çalışanların AB15 eski üye ülkelerin çalışanlarına nazaran işleriyle ilgili daha negatif ve olumsuz çalışma şartlarıyla karşı karşıya kaldıkları sonucu ortaya çıkmaktadır.
  • Türkiye çalışanları, AB ülkeleri çalışanlarına göre, çalışma şartlarının getirdikleri talepler ile ailesine karşı yükümlü olduğu sorumlulukları yerine getirme arasındaki dengeyi sağlayamamaktadır. Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS) verilerine göre, çalışan Türklerin % 50'si evle ilgili işler ve aileyle ilgilenmeye ayda bir defa zaman ayırabilmektedir. Bu durumun, AB10 yeni üye ülkeler ve AB15 eski üye ülkelerdeki oranlara göre çok yüksek olduğu eleştirilmiştir.
  • Türkiye'de aileler geçim geliri olarak aile fertlerinden bir veya bir kaçının gelirine bağlı olarak yaşamaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türk ailesinin %38'inde aile halkının iki veya daha fazla üyesi gelir getirmekte, ancak buna karşın %62'lik bir oranda ise aile halkı bir kişinin getirdiği gelirle hayatını devam ettirmektedir.
  • Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre %13'lük bir kesim düzenli olarak emekli geliri almakta, Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS) verilerine göre AB10 yeni üye ülkelerde bu oran %23, AB15 eski üye ülkelerde de %23 oranında gözlemlenmektedir. Türkiye'de düşük seviyedeki emekli maaşlarının, ülkede hem insan yaşam süresinin kısalmasına neden olduğu, hem de sosyal güvenlik sistemlerinin özellikle yaşlı Türk vatandaşlarını kapsayacak şekilde yaygın olmadığı sonucunu ortaya çıkardığı belirtilmiştir.
  • AB ülkelerinde çocuk yardımı normal olarak ailelere çocukla birlikte verilen bir yardım olarak nitelendirilirken, Türkiye'de doğum oranlarının yüksek olması nedeniyle bu ödemelerin tam olarak gerçekleşmediği eleştirilmiştir.
  • Türkiye'de gelir dağılımı konusuna dikkate değer derecede adaletsizliğinin yaşandığı gözlemlenmektedir. 2003 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre %16'lık bir kesimin ayda 250 YTL'nin altında gelir elde ettiği (bu ücret 19 Mart 2007 itibariyle 134€-EURO'ya- tekabül etmektedir), %41'lik bir kesimin ayda 250-499 YTL (134-267€)arasında gelir elde ettiği, bu oranın yarısından fazlası da ayda 500YTL (268€) gelir elde ettiğini belirtmiştir. Bu oranlara zıt olarak %29'luk bir kesimin ayda 500-1000YTL (268-536€) ücret aldığı, gelir dağılımı ölçeğinin tepesini oluşturan 2000 YTL ve üzeri ücreti de sadece %3'lük bir kesimin aldığı belirlenmiştir. Bu oran ülke genelinin ortalama gelirinin dört katı üzerinde bulunmaktadır.
  • Gelir memnuniyeti konusunda Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS) bulgularına göre 'aldığı geliri tatmin edici bulan (10 puan)' ile 'aldığı geliri tatmin edici bulamayanlar (bir puan)' arasında bir derecelendirme yapıldığında Türkiye 5.6 puan alarak AB10 yeni üye ülkeler ve AB15 eski üye ülkelerin gerisinde kalmıştır.
  • Dünya Bankası 2002 yılı çalışmalarında Türkiye'yi 'orta derecede en yüksek gelir eşitsizliği olan ülkeler' listesinde göstermiştir. Ayrıca, düşük gelir dağılımından dolayı insanların Türkiye'de ekonomik olarak korunmaya muhtaç oldukları yönünde değerlendirme yapmıştır.
  • Ülke genelinde sosyal güvenlik çatısının (Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR ) herkesi kapsayacak şekilde geniş olmadığı, toplumun %35'inin herhangi bir sosyal güvencesinin olmadığı, toplumun büyük çoğunluğunun da SSK ve BAĞ-KUR gibi kısıtlı ve yetersiz imkanlar veren kurumların güvencesinde olduğu ve bu kurumlarla ilgili şikayetlerin (sağlık güvencesinde ve emekli maaşlarındaki kısıtlamalar) olduğu vurgulanmıştır. Türkiye'de sosyal güvenlik alanında yapılan harcamaların AB standartlarının çok altında olduğu belirtilmiştir.
  • Türkiye'de sağlık hizmetlerinin tatmin ediciliği değerlendirmesinde ortaya çıkan sonuç, AB10 yeni üye ülkelere göre iyi, AB15 eski üye ülkelere (bu ülkelerin yaşlı nüfusunun çoğunlukta olmasına rağmen) göre ise gerilerde kalmıştır. Türkiye'de sağlık hizmetlerinde karşılaşılan zorluklar (doktor ücretleri, randevuların iptal edilmesi vb) AB ülkelerinde karşılaşılan zorluklara göre oran olarak daha yüksek seviyelerdedir.
  • Avrupa standartlarına göre en düşük gelirin hayatı idame ettirmek için gerekli olan yiyecek, elektrik ve barınma ihtiyacı gibi zorunlu ihtiyaçları karşılar nitelikte olması gerektiği vurgulanmaktadır. Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS) verilerine göre barınma, yiyecek ve elektrik gibi zorunlu üç ihtiyacın zorlanmadan karşılanması oranı Türkiye'de %51 olarak gerçekleşirken, AB10 yeni ülkede bu oran %69, AB15 eski üye ülkelerde ise %84 olarak gerçekleşmektedir.
  • Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS) bulgularına göre, Türkiye'de %27'lik bir kesim almak zorunda olduğu zorunlu gereksinimlerinden sadece birini alabildiğini, %17'lik bir kesim zorunlu gereksinimlerinden sadece ikisini alabildiğini diğerlerini alamadığını, %5'lik bir kesimde zorunlu gereksinimlerini alabildiği ancak problemlerle karşılaştığı sonucu ortaya çıkmıştır. Türkiye'de 'son 12 ayda yiyecek alacak kadar yeterli parası bulunan sorusuna' %61 'evet' demiş, %39 'hayır' demiştir. Buna göre, ülke genelinde yetersiz beslenmenin bir problem olduğu ve bu oranların AB ülkeleri standartlarının çok altında olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.
  • Barınma ve barınma yerinin fiziksel şartları (ev büyüklüğü, temizlik ve diğer sağlık şartları vb) ve çevre şartları gibi konular günlük yaşam kalitesinin belirlenmesinde önem arz etmektedir. Türk vatandaşlarının %72'si gecekondu tabir edilen evlerde yaşamakta, apartman katı ve ev sahipleri de eşit olarak ikiye ayrılmaktadır. Sonuç olarak Türkiye'de barınma olarak kullanılan evlerin fiziksel şartları AB15 eski üye ülkelerde bulunan evlere göre daha kötü durumda bulunmaktadır. Ayrıca, Türkiye'de her üç kişiden biri evlerinin büyüklüğünün yetersiz olduğunu dile getirirken aynı oran AB ülkelerinde altıda bir olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca Türkiye'de her üç kişiden biri evlerinin nem ve çürük olması gibi şikayetleri dile getirmiş, aynı şikayetler AB15 eski üye ülkelerde dokuzda bir olarak gerçekleşmiştir. Ancak, buna rağmen Türkiye'deki vatandaşların pek çoğu yaşadıkları evlerinden memnun olduklarını dile getirmişlerdir.
  • Türkiye'de toplumun büyük çoğunlu devletin sosyal tesisleri ve servisleri gibi hizmet politikalarında kendisini dışlanmış olarak görmektedir. AB ülkelerinde bu politikalara karşı memnuniyet özellikle AB15 eski üye ülkelerde ortalamanın üzerindedir.
  • Eğitim başarısında cinsiyetler arasındaki farklar sınırlı ve dar olmakla beraber, istihdamda cinsiyet farklılıkları büyüktür. Ücretli istihdamda bulunan erkeklerin sayısı kadınların beş katından fazla olup, kadınların ücretsiz aile işçisi olma olasılığı erkeklerin iki katından fazladır. Türkiye'de kadınlarda yaygın olarak görülen ücretsiz aile işçiliği (ev hanımlığı) Avrupa'nın Fransa gibi gelişmiş ülkelerinin 50 yıl önceki haline benzetilmektedir. Ayrıca, tatmin edici bir iş-yaşam dengesi kurmakta zorlandığını rapor eden çalışan kadınların sayısı erkeklerinkinden fazladır.
  • AB ülkelerinde erkek ve kadınlar arasında çok az farklılıklar bulunmakla birlikte her iki cinsiyette iş yaşamı ve sosyal yaşamın getirdikleri problemlere karşı dengeyi sağlayabilmektedir. Türkiye'de ise, Türk kadınları, evden gelen talepler ve işten gelen talepler arasında denge kurma konusunda erkeklere göre daha zorluk çekmektedir. Çalışan kadınların %75'ten fazlası en az ayda bir kez işten eve geldiklerinde ev işleri için çalışacak enerjiyi bulamadıklarını, üçte ikilik bir kesimde işten geldikten sonra işlerini yapacak zaman bulamadıklarını bildirmişlerdir.
  • Bireyleri bir araya getiren resmi olmayan ilişkilerin başında aile içerisinde gerçekleşen ilişkiler gelmektedir. Türkiye'de çok az kişi tek başına yaşamakta ve büyük çoğunluk bir şekilde ailesiyle ilişki (aileyle birlikte yaşama, yakın oturma, telefon iletişiminde olma gibi) içerisindedir. Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS) verilerine göre, AB15 üye ülke vatandaşlarının %25'i tek başına yaşamakta, bu oran, AB10 yeni üye ülke vatandaşlarında %14'e, Türkiye'de ise %4'e olarak belirlenmiştir.
  • Toplum içerisinde ötekilerine güvenin tesis edilmesi toplumsal barışın sağlanması bakımından önem arz etmektedir. Türk toplumunun %69'u ötekilerine karşı güvenme konusunda 'çok dikkatli olunmalı' düşüncesindedir. Bu konuda bir (hiç güvenmiyorum) ile 10 (çok güvenirim) arasında derecelendirme yapıldığında, Türk toplumunun ötekilerine güven derecesi 4.5 puan çıkmaktadır. Bu oran AB ülkelerinin gerisindedir.
  • Türkiye'de toplumsal gerilim ideolojik olmaktan ziyade ekonomik olma yönüyle dikkat çekmektedir. Bu konuda Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS) bulgularına göre ankete cevap veren beşte üç oranında kişi zenginlerle fakirler arasında yüksek derecede gerilimin olduğunu, ankete cevap verenlerin yarısına yakınının da yöneticilerle çalışanlar arasında gerilimin olduğunu bildirmişleridir. Bu durum AB ülkelerinde tam tersi olarak çıkmıştır. Irkçılığa ve etnik gruplara dayalı gerilimin Türkiye'de de artış içerisinde olduğu ve çıkan sonuçların oran olarak AB ülkeleriyle hemen hemen aynı olduğu, Türkiye'de Kürt grupların özerklik ve daha çok özgürlük istemelerinden dolayı bir gerilim yaşanırken, AB15 eski üye ülkelerde ise göç sonucu bu ülkelere yerleşmiş Müslüman toplumlara karşı gerilim gözlemlenmektedir. Ayrıca, Türkiye'de kadın ve erkekler, gençlerle yaşlılar arasındaki gerilim AB ülkelerindeki oranlara göre oldukça yüksek bulunmaktadır.
  • Türk vatandaşları aile yaşamlarıyla ilgili yüksek seviyede memnuniyet bildirmişlerdir. Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi (EQLS) verilerine göre bir (tatmin edici değil) ile 10 (çok tatmin edici) derece arasında derecelendirme yapıldığında Türk vatandaşları aile yaşamları memnuniyeti çok tatmin edici anlamına gelen 7.8 derecede yer almıştır. Bu oranlar AB ülkelerinde de benzer oranlarda çıkmakla birlikte, Türkiye'de ailelerin AB ülkelerine göre daha az varlıklı olması, çocuklarına iyi eğitim koşulları sağlayamaması ve kadınların pek çoğunun çalışmaması gibi olumsuzluklara rağmen aileye olan memnuniyetin yüksek seviyede çıkması şaşırtıcı bulunmaktadır.
  • Bireyin yaşamında önemli yer tutan barınma, sağlık ve eğitim gibi pek çok konu bütün olarak değerlendirildiğinde ortaya çıkan memnuniyet toplumun geniş kapsamlı yaşam memnuniyetini vermektedir. Bu kapsamda, bir (hiç memnun değilim) ile 10 (çok memnunum) arasında bir derecelendirme yapıldığında, %15'lik bir kesimin 'hiç memnun değilim (bir puan)', %23'lük bir kesimin de 'eh işte şöyle böyle idare eder (beş puan)' anlamına gelen orta dereceli memnuniyet dikkat çekicidir. Türkiye bu değerlendirmede AB ülkelerinde gerçekleşen 'çok memnun'a yakın 7.4 puanın bir hayli gerilerinde kaldığı belirtilmiştir.
  • Cinsiyet ilişkileri değişmektedir. Yaygın olarak uygulanan doğum kontrolü toplam doğurganlık oranlarını neredeyse ikame düzeylerine indirmektedir. Daha yaşlı erkek ve kadınlar daha çok görücü usulü evlilik yapsalar da, daha genç, evli olmayan Türk erkek ve kadınları evlenecekleri eş adayını seçme özgürlüğünü istemektedir.
  • Arkadaş ve aile çevreleri Türkler için gayrı resmi sosyal koruma sağlamaktadır. Ankete katılan kişilerin onda dokuzundan fazlası hastayken başkalarından yardım alabileceğini belirtirken, beşte dördü acil durumda borç para alabileceğini söylemiştir.
 
şeklinde sıralanmaktadır.
 

IV. SONUÇ

'Birinci Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi: Türkiye'de Yaşam Kalitesi' raporu, Türkiye'nin AB uyum sürecinde Avrupa norm ve standartlarına ulaşma konusunda gösterdiği çaba, değişim ve eksiklikleri görme açısından önemlidir. Ayrıca, AB bu raporu, AB üyeliğine başvuran ülkelerin değerlendirilmesine yönelik Kopenhag Kriterlerinin politik ve ekonomik standartlarını sosyal açıdan tamamlayıcı olarak değerlendirmekte, bu da raporun önemini daha da arttırmaktadır.

Rapor, Türkiye'de yaşamla ilgili toplumun genel düşüncelerini, kaygılarını, isteklerini ve beklentilerini belirleme ve AB ülkeleri ile mukayese yapma açısından faydalı görülmektedir. Özellikle bu rapor, toplumun huzur ve refah düzeyini daha yukarı seviyelere çıkarmak için iş başına gelen hükümetlerin üzerinde durması gereken konuları belirleme açısından ve kamu hizmeti veren kurum ve kuruluşların öncelikleri arasında olan 'insan odaklı hizmet' anlayışında eksiklikleri ve aksamaları göstermesi açısından rehber olma niteliğine sahiptir.

Raporda; genel anlamda Türkiye'nin AB uyum sürecinde gerçekleştirdiği değişimin etkilerini yavaş yavaş da olsa görmek mümkündür. Ancak özellikle sağlık hizmetleri, eğitim, sosyal güvence, gelir dağılımında karşılaşılan adaletsizlik ve zorunlu yaşam gereksinimleri olan barınma, yiyecek ve benzer ihtiyaçların karşılanmasında toplumun bir bölümünde yaşanan mağduriyet Türkiye'nin öncelikli olarak üzerinde durması gereken konular olarak değerlendirilmektedir.

Türkiye'de; ideolojik gerilimlerden ziyade gelir seviyelerinde yaşanan farklılıkların getirdiği zengin fakir gerginliğinin yaşanması toplumsal dayanışma ve birlikteliğe daha büyük zararlar verebileceği yönünde değerlendirilmektedir.

Türkiye'de suçla mücadelede Avrupa ülkelerinin pek çoğundan daha etkili bir şekilde mücadele verildiği bir gerçektir. Ancak, Türkiye'de suç oranlarının her geçen gün arttığı da bir realitedir. Bunun doğal sonucu olarak Türkiye'de 'ötekine güven', 'gece sokaklarda güven içerisinde bulunma' gibi konularda AB ülkelerine göre kötü sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Suç ve suçluyla etkin mücadelede bütün imkanların sarf edilmesi ve olumlu sonuçların alınması beraberinde toplumsal dayanışma, barış ve huzuru getirecektir.

Raporun tamamını bilgisayarınıza indirmek için...
 
 
https://www.tccb.gov.tr/
https://www.tbmm.gov.tr/
https://www.turkiye.gov.tr/
https://www.cimer.gov.tr/
 
 
  • Bakanlık
    • Hakkımızda
    • Teşkilat Şeması
    • Tarihçe
    • Projeler
    • Bakanlık Birimleri
    • Yayınlar
    • Mevzuat
    • Kurumsal Kimlik
    • Sıkça Sorulan Sorular
  • Bakanlık Birimleri
    • Hizmet Birimleri
      • Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü
      • Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü
      • AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı
      • KİHBİ Dairesi Başkanlığı
      • Eğitim Dairesi Başkanlığı
      • Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı
      • Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü
      • Personel Genel Müdürlüğü
      • Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
      • Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı
      • Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü
      • İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı
      • İller İdaresi Genel Müdürlüğü
      • Strateji Geliştirme Başkanlığı
      • Araştırma ve Etütler Merkezi Başkanlığı
      • Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığı
      • İç Denetim Birimi Başkanlığı
    • Bağlı Kuruluşlar
      • Emniyet Genel Müdürlüğü
      • Jandarma Genel Komutanlığı
      • Sahil Güvenlik Komutanlığı
      • Göç İdaresi Başkanlığı
      • Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
  • Hizmetlerimiz
  • Faaliyetlerimiz
  • Valilikler
  • İletişim
  • İlgili Bağlantılar
    • Resmi Gazete
    • Personel E-Kılavuz
    • Resmi İstatistikler
    • Kamu Hizmet Standardı Tablosu
    • Etik Komisyonu
    • Türk İdare Dergisi
    • İç Kontrol Çalışmaları
    • Stratejik Plan
    • Mülki İdare Bölümleri
Bakanlık
  • Hakkımızda
  • Teşkilat Şeması
  • Tarihçe
  • Projeler
  • Bakanlık Birimleri
  • Yayınlar
  • Mevzuat
  • Kurumsal Kimlik
  • Sıkça Sorulan Sorular
Bakanlık Birimleri
Hizmet Birimleri
  • Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü
  • Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü
  • AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı
  • KİHBİ Dairesi Başkanlığı
  • Eğitim Dairesi Başkanlığı
  • Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı
 
  • Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü
  • Personel Genel Müdürlüğü
  • Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
  • Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı
  • Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü
  • İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı
 
  • İller İdaresi Genel Müdürlüğü
  • Strateji Geliştirme Başkanlığı
  • Araştırma ve Etütler Merkezi Başkanlığı
  • Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığı
  • İç Denetim Birimi Başkanlığı
Bağlı Kuruluşlar
  • Emniyet Genel Müdürlüğü
  • Jandarma Genel Komutanlığı
  • Sahil Güvenlik Komutanlığı
  • Göç İdaresi Başkanlığı
  • Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
Güncel
  • İller Arası Radar Uygulama Sayıları
  • Haberler
  • Duyurular
  • Basın Açıklamaları
  • Hizmetlerimiz
  • Faaliyetlerimiz
  • Valilikler
  • İletişim
İlgili Bağlantılar
  • Mülki İdare Bölümleri
  • İç Kontrol Çalışmaları
  • Kamu Hizmet Standardı Tab.
  • Resmi Gazete
  • Personel e-Kılavuz
  • Resmi İstatistikler
  • Stratejik Plan
  • Etik Komisyonu
  • Türk İdare Dergisi
 

İçişleri Bakanlığı’nı Takip Edin

 

     
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı
Bakanlıklar Ankara Telefon:
(0312) 422 40 00 - Santral
  • Kullanım ve Gizlilik
  • Kişisel Verileri Koruma Kanunu Aydınlatma Metni
  • Site Haritası
  • Erişilebilirlik Özellikleri
  • Salt Metin Görünümü
  • Daha Belirgin Odaklama
© Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı
Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerezlere yer veriyoruz 🍪 Çerez politikamız hakkında bilgi edinmek için tıklayınız